Abbâs Bin Ferec Er-Riyâşî meşhur nahiv, hadis ve lügat âlimlerindendir. İsmi Abbâ bib Ferec bin Ali bib Abdullah er-Riyaşi’dir. Künyesi Ebü-l Fadl er Riyaşidir. Ebu Said Hasen bin Abdullah-ı Sayrafi’den rivayet edilene göre: Abbâs Bin Ferec Er-Riyâşî, Muhammed bin Süleyan bin Ali El Hişami’nin azatlı kölesidir. Riyaş ismi Cezzam kabilesinin meşhur adlarından birisidir. Özellikle lügat alimliği ile ön plana çıkan şahıs, geçmiş dönemlerdeki şairlerden birçok şiir ezberlemiştir. Birçok hadis rivayet etmiştir. Doğum tarihi 793’tür. Gayrimüslimlerin 871 yılında Bağdat’ta çıkardıkları isyanda mübarek şahıs şehir edilmiştir.
İlmî Yönü
Abbâs Bin Ferec Er-Riyâşî’nin ilmi yönü hadis konusunda da ön plandadır. Zamanın meşhur hadis âlimlerinden Ebû Ma’mer el-Mek’ad ve Esmâî ile biraraya gelip onlardan hadis dersleri almıştır. Dönemin birçok meşhur âliminden ilim dersleri alıp bu kapsamda talebeler yetiştirmiştir. Kendisinden sonra gelen hadis âlimleri tarafından Abbâs Bin Ferec Er-Riyâşî’nin rivayet ettiği hadisler sika, yani güvenilir, sağlam kaynak olarak nitelendirilmiştir. Nahiv ve edebiyat alanında da ilmî yönü çok kuvvetli olan mübarek şahıs bu kapsamda birçok esere imza atmış ve çeşitli dersler vermiştir. Mübarek zat edebiyatın yanında Arap tarihi ile de çok ilgili idi. Arap edebiyatını ön plana çıkarıcı şiirleri son derece meşhurdur. Bu alanda yazdığı eserler aşağıdadır.
- Kitâb-ül-ibil
- Kitâbü mâ İhtilâfat esmâühü min kelâmil-Arab
- Kitâb-ül-hayl
Abbâs Bin Ferec Er-Riyâşî’nin Vefatı
Abbâs Bin Ferec Er-Riyâşî’nin vefatı son derece ibretli bir olaydır. Söz konusu şahsın vefat hadisesi Ali bin Ebî Ümeyye’nin rivayetine göre şöyle anlatılmıştır. Basra, şehir dışından gelen geyri müslimler tarafından işgal edilmiştir. Şehir harap edilmiş ve birçok Müslüman da bu esnada şehit edilmiştir. Gayrimüslimler bu kargaşadan istifade ederek Riyâşî’nin yanına kılıçları ile birlikte girmiştir. Mübarek zat bu esnada duha namazını kılıyordu. Gayri müslimler kılıçlarını Riyaşî’nin boğazına dayayıp derhal malını getirmesini istemişlerdir. Mübarek zat da buna karşılık hangi maldan bahsettiklerini sormuştur. Bunun üzerine işgalci güçler hiç ısrarcı olmadan zatı şehit etmişlerdir. Bu hadiseden iki yıl gibi bir zaman sonra işgalci gayri müslimler Basra’dan çıktıklarında Ali bin Ebî Ümeyye ile birlikte Müslümanlar tekrar şehre girmişlerdir.
Abbâs Bin Ferec Er-Riyâşî’nin Hakka Yürüyüşü
Abbâs Bin Ferec Er-Riyâşî’nin Hakka yürüyüşü şerefli bir şekilde vuku bulmuştur. Ali bin Ebî Ümeyye olayın devamını anlattığı eserinde şehre girdiklerinde Abbâs Bin Ferec Er-Riyâşî’nin evine gittiklerini ve mescidine uğradıklarını anlatarak devam eder. Olay karşısında Ali bin Ebî Ümeyye’nin şaşkınlıktan dili tutulmak üzere gelir. Mescide girdiklerinde Abbâs Bin Ferec Er-Riyâşî’nin kıbleye dönmüş vaziyette cesedi ile karşılaşırlar. İşin ilginç yanı şahsın cesedi hiçbir şekilde çürümemiş, sanki yeni vefat etmiş gibi sapasağlam duruyordu.