İslam âlimlerinden biri olarak karşımıza çıkan İbn-i Haldun,1332 senesinin Mayıs ayında Tunus’da gözlerini dünyaya açmıştır. Tarih yapıtları yazımının, iktisadın ve sosyolojinin önde giden temsilcilerinden biri olarak bilinmektedir. On dördüncü yüzyılın devlet adamı olarak da anılmakla birlikte tarihçi ve düşünür olduğunu da kabul edilmiştir. Kısa adıyla anılmasına rağmen gerçek adına baktığımızda kaynaklarda Ebu Zeyd Abdurrahman bin Muhammed bin Haldun el Hadrami olduğunu görmekteyiz. Ailesine baktığımızda köklü ve soylu bir aileden geldiğini görüyoruz. Bu sebepten dolayı da eğitim hayatı çok güzel geçmiştir yani iyi bir eğitim görmüştür. Fas ile beraber Tunus da birçok önemli devlet görevlerinde bulunmuştur. Kuzey Afrika da olduğu sıralarda o dönem ortalık karışık ve entrikalar ile doluymuş. Bütün bunlar onun siyasal hayatı yüzünden iki sene kadar hapishane de yatmasına sebep olmuştur.
İbn-i Haldun ve Hayatı
Fıkıh ve hadis ilmini o dönemin bönde gelen âlimlerinden öğrenmiş ve öğrenmeye de devam etmiştir. Geçmişte göçebe olan Arap kabilelerini çok iyi tanıması ve bilmesinden dolayı yaşadığı dönemde aranan bir danışman olmuştur. İbn-i Haldun’un hayatı konusuna geçecek olursak; Mısır’da fıkıh mezhebinde kadılık yapmış ve bu görevini tam altı defa yinelemiştir. Timur Hükümdarının kurucusu ve ilk hükümdarı olarak bilinen Timur ile yaptığı görüşme tarihte ilginç bir görüşme olarak anılmaktadır. Hayatı hakkında birçok bilgi olmasına rağmen hayatına dair en iyi belge kendi yazdığı et-tarif kitabı olmuştur. Bu kitabı ile tüm hayatını yaşadıklarını bir bir anlatmıştır. Yaşadığı her şeyi anlatmış olmakla birlikte siyasi geçmişi ve özel hayatına dair fazla bilgi vermemiştir. Hayatı boyunca ailesinin geçiminin iyi olmasından kaynaklı her zaman çok iyi öğretmenlerden ders almıştır. Kendisi çeşitli yazarlar tarafından sosyolojinin, siyasal bilimlerin ve tarihçiliğin adeta kurucusu olarak işaret edilmiştir.
İbn-i Haldun ve Eserleri
Siyasetten çekildiği zamanlarda yedi ciltten oluşan Mukaddime kitabını yazmıştır. Bu kitap adeta dünya tarihi olan Kitabu’l-iber ‘in giriş bölümü olarak düşünülmüş ve birçok kişiyi derinden etkilemiştir. İbn-i Haldun’un eserleri arasında ilk sırayı hangi eserin aldığını yazımızın başında belirtmiştik. Birden fazla eseri bulunmakla beraber diğer eserlerine göz attığımızda karşımıza Şiire dair bir risale adlı eseri ile karşılaşıyoruz. Ardından Mantığa dair bir risale adlı eseri göze çarpmaktadır. Bir eserini özellikle bir sultana itafen yazmıştır. Marakeş Sultanına yazılan bir risalesi bulunmaktadır. Kaside-i Bürde şerhi de yine önemli eserleri arasında yerini almıştır. Özellikle on dokuzuncu yüzyıllarda önemli tarihçiler tarafından fark edilmeye başlamış ve sonrasında da kaleme aldığı eserleri büyük beğeni görmeye başlamıştır. Çoğu tarihçiye göre o gelmiş geçmiş en büyük tarih felsefesinin sahibi olarak düşünülmüştür.1406 senesinin Mart ayında Kahire’de hayata gözlerini yummuştur.