İbn-i Kebben, meşhur Şafi fıkıh âlimidir. Kaynaklara göre adı Muhammed bin Saıd bin Ali bin Muhammed bin Kebben bin Ömer bin Ali bin İshak el Kuraşi olarak geçmektedir. 776 yılında (m. 1374)Yemen’in Aden şehrinde, dünyaya geldiği için Adeni ve Yemeni nisbetiyle anılmaktadır. İbn-i Kebben künyesi meşhur olmuştur ve lakabı Cemalettin’dir. 842 (m. 1438)yılının Ramazan ayında Aden’de, bu fani dünyadan ayrılmıştır.
İbn-i Kebben Biyografisi
İBN-İ Kebben Yemen’in Aden şehrinde büyümüş ve bu şehirde farklı ilimleri tahsil etmiştir. Ayrıca Zabid şehrinde zamanın birçok âliminden ilim dersleri de almıştır. Ders aldığı âlimlerden bazıları; Ebu Hatim Şahri, Afifüddin Abdullah bin Ali, Süleyman bin İbrahim Kelberci, Ali bin Muhammed Akaş Zebidi, Nefis Alevi, Ebu Bekr bin Muhammed Fira Nahvi, Ebu Bekr bin Muhammed Beceli, Ali bin Muhammed bin Muhammed Şafi veAden kadısı olan Radıyyüddin Ebu Bekir bin Muhammed Hubeyşi’dir.
El- Lüma ve El Havi kitaplarını Ali bin Abdülaziz Mısri, Şihabüddin bin Reddad Abdüllatif bin Ebi Bekr Şerci, Ebu Bekr bin Muhammed Zebidi, Muhammed bin Ali Neviri, Şihabüddin Ahmed Halavi’den okumuştur. 801 yılında hacca giderek Mekke’de Ebnasi ile karşılaşma şansına nail olmuştur. Orada bu değerli zatın verdiği derslere devam ederek icazet almıştır.
İbn-i Kebben, ilerideki tarihlerde 803 (m. 1400) senesinde Cemaleddin Muhammed bin Said Busayri, İbn-i Sıddık, Burhaneddin Beycûri ve Nasrullah Osmani ile bir araya gelerek bu âlimlerden de ders almıştır. İbn-i Kebben ders aldığı daha birçok âlimden de icazet alma şerefine nail olmuştur. İcazeti aldıktan sonra dönemin büyük âlimi olan İsmail Ceberti’nin sohbetlerine katılarak kendisinden de feyz almış, manevi makam ve hallere zuhur etmiştir.
Yukarıda da belirtildiği gibi fıkıh ilminde büyük bir âlim olan İbn-i Kebben, pek çok âlimden uzun zaman ilim öğrenmiş, kendilerinden icazet almıştır. Sonrasında kendisi de fetva vermeye ve talebe yetiştirmeye başlamıştır. Ayrıca yaklaşık kırk kadar Aden şehrinde kadılık makamında görev yapmıştır.
İbn-i Kebben Faziletleri
İbn-i Kebben büyük bir âlim olmasının yanında, faziletleri ile anılmaktadır. Ve bu vasfıyla pek çok ilimleri bildirmiş ve ilmin yayılması için çok fazla gayret göstermiştir. Tasavvuf yolunda bulunan kişileri sevmiş ve herkese iyiliği tavsiye etmiş bir âlimdir. Aynı zamanda geceleri çok az uyuyarak ilmi kitapları değerlendirmiş, küsleri barıştırmış ve herkesle ilgili hüsni zan beslemiştir. Yemen diyarında fetva verme, ders okutma ve hadis-i şerif öğretme açısından, herkes ona çok itimat ederdi.
İbn-i Kebben’in yaşadığı bir hal üzerine kendisinin ne kadar kıymetli bir zat olduğu bilinmektedir. Bu hadise şu şekildedir; 829 (m. 1425) yılı Ramazanında, Mensur, kadı olan Vecihüddin Abdürrahman bin Cemı’ya, sebepsiz yere İbn-i Kebben’den bin dinar vergi alınması emreder. Kadı İbni Cemi, bu isteği İbn-i Kebben’ehemen bildirmez ve söylemek için Ramazan bayramının bitmesini bekler ve sonra bildirir. Durumu öğrenen ve çok ağır gelen fıkıh âlimi, ertesi gün öğle namazını kıldıktan sonra, kıbleye yönelerek Allahü teâlâya yalvarır ve bu durum ile ilgili dua eder.
Ibn-i Kebben Peygamber efendimize öyle bir dua ile seslenmiştir ki, efendimiz yardımına gelmiştir. “Benim Resullullahum’den başka kimsem yok ve Resulullah’ın hürmetine himaye olunurum. Ey gözüm! Yaşlarını akıtmadan tut. Ey nefsim! Üzülme, sabırlı ve tahammül sahibi olan kimsenin vasfı ne iyidir. Ey kalbim! Ağlayıp sızlama. Umut ederim ki, sana yarın müjdeler verilecektir.” Duası bittiği anda kendisine çok ağır bir uyku hali gelir ve avucunda vergi kâğıdı vardır. Sonrasında uykuya dalar ve gördüğü rüyada Peygamber efendimizi (S.A.V) görür. Ashabından Hazret-i Ömer(r.a) ve Hazreti Ebu Bekir İbn-İ Kebben’in yanına gelirler. Peygamber efendimizin sağ elini öper ve peygamber efendimiz mübarek sağ elleriyle çenesinin altından tutarak başını kaldırır. Edebinden başı önüne eğen âlime şunları söyler. “Senin bu halini düzeltmek, sıkıntılarını gidermek için geldik, sen her gece tarafıma bin salavatı şerif okumaya devam et.”
İbn-i Kebben büyük bir ferahlık, sevinç duygusu ile uyanır ve daha bir gün bile geçmeden kendisine Mensur tarafından emirname gelir. Bu emirname de sebepsiz yere hiç kimseden vergi alınmaması ve zulmen hapsedilen kişilerin serbest bırakılması bildirilmektedir. Dolayısıyla kendisinden istenilen vergi de alınmayacaktır. Sonrasında şaşırtıcı bir olay yaşanmış ve üç gün bile geçmeden Mensur vefat etmiştir. Yaşanılan bu hadise; Necmeddin bin Fehd, İbn-i Afif, Afifüddin Nâşiri ve İbn-i Hacer Askalâni tarafından bildirilmektedir.
İbn-i Kebben Eserleri
İbn-i Kebben’in kazandırdığı birçok eser vardır ve bu eserlerden bazıları; Miftah ül havi el mübin anin nususi velFehavi, Ed Dürrün nazım fişerhi Bismillâhirrahmânirrahim’dir.