İbrahim Harbi, 813 yılında Bağdat’ta dünyaya gelmiştir ve aslen Mervli’dir. Annesi Beni Tağlib’den olup, annesinin soyunda genellikle Hıristiyan dinine mensup olanların da olduğunu ifade etmiştir. Bağdat bölgesinde oturduklarında; harbiye mahallesinde oturan diğer arkadaşları, onu Harbi nisbesiyle andıklarından dolayı, lakabı da Nisbe olarak kalmıştır. Harbi, dönemin önde gelen isimlerinden hadis ilmi öğrenmiş olup o da başkalarına rivayetlerde bulunmuştur. Yaşadığı dönemin önemli hocalarından ilim konusunda birtakım dersler almış olmakla birlikte ilim konusunda kendini her zaman geliştirmiştir.
- İbrahim Harbi, neslinin en hayırlısı şeklinde anılan Hanbel’in de öğrencilerinden biri olma şevkine nail olmuştur. Aynı zamanda talebesi olduğu gibi bazı fetvalarını da rivayet etmiştir. Hanbel’den ilim irfan öğrenmek için Bağdat bölgesine gelmesi ise onun farklı âlim muhaddisler ile de tanışmasına ve onlardan yararlanmasına vesile olmuştur. Harbi’nin; din ilimi kadar, edebiyat ve lügat alanında da döneminin önde gelen âlimlerinden biri olduğu ifade edilir.
İbrahim Harbi, 899 yılında Bağdat’ta hayatını kaybetmiştir. Zehebi, onun kabrinin ise ziyaretgâh olduğunu ifade etmiştir. Yaşadığı dönemin önemli isimleri ise kendisi için birçok güzel ifadelerde bulunmuş ne kadar bilgili olduğunu söylemişlerdir. Ayrıca yine o dönemlerde birçok önemli âlimde kendisinden ilim konusunda dersler alıp öğrenmiştir.
İbrahim Harbi Eserleri
İbrahim Harbi, zengin bir aileye sahip olduğu için mirasını tamamen satmış ve hadis alanındaki tahsili için harcamıştır. Dünya hayatına değer vermeyen Harbi, sade hayat yaşamayı tercih etmiş ve hayatını ilim ve irfana adayarak, önemli eserlere de imza atmıştır. Ona da diğer önemli âlimler gibi hediyeler ve paralar gönderilmiştir. Fakat o devlet adamlarının parasını, temiz olarak nitelemediğinden kabul etmemiştir. Örneğin; Halife Mutazıd Billah ona 10 bin dirhem göndermiş ancak asla kabul etmediği ifade edilir. Hocası ve dönemin en bilindik din âlimlerinden olan Ahmed Hanbel’in izinden gittiği belirtilir. Ayrıca, dünya malı gibi bedeni rahatsızlıklarından da asla şikâyet etmediği rivayet edilir. Yaklaşık kırk beş yıl süren baş ağrısını kimseyle paylaşmadığı ifade edilirken, diğer yandan yirmi yıl boyunca da gözünün birinin görmediği de belirtilir. Sade yaşamının içinde oldukça mütevazı bir hayat seçen ve olan Harbi, dönemin sevilen ve sayılan din âlimi olmayı başarmıştır. Hatta Hanbel yerine onu seçen öğrencilerinin olduğunu öğrendiğinde, hocasını seçmedikleri için üzülmüştür. Bu sebeple, derslerine de o kişileri almayacağını açıkça belirttiği rivayet edilir.
İbrahim Harbi rivayetleri arasında dikkat çekenleri ise; bidatçılık yapanların asla iflah olmayacağı gibi, onlardan uzak durulmasını gerektiğini de tavsiye edermiş. Bir diğer ünlü sözü ise; kadere teslim olmayan kişi hayatta mutlu olamaz, sözü ile ümmetin akıllı olanlarının, bu hususta ittifak ettiklerini dile getirmiştir.
İbrahim Harbi eserleri genel olarak şöyle:
- İlk olarak karşımıza Risale Abdülgaffar Süleyman el Bündari adlı eseri çıkmaktadır.
- Daha sonra karşımıza çıkan bir başka eseri ise El Menasik ve emakinü ṭuruḳil Hac ve mealimül Cezire adlı eseri olmaktadır.
- Bir diğer eseri ise Mesailül İmam Aḥmed olarak karşımıza çıkmaktadır. Kendisinin kaynaklarda birden fazla eseri bulunmakla birlikte içerikleri ile ilgili detaylı bilgi bulunmamaktadır.
- Delâʾilü’n-nübüvve, el-Hedâyâ (el-Hidâye) ve’s-sünnetü fîhâ, İttibâʿu’l-emvât, Kitâbü’l-Edeb, Kitâbü’l-Ḥamâm ve âdâbüh, Kitâbü’l-ʿİlel, Kitâbü’l-Ḳuḍât ve’ş-şühûd, Kitâbü’l-Meġāzî, Kitâbü Sücûdi’l-Ḳurʾân, Kitâbü’t-Teyemmüm, Nâsiḫu’l-Ḳurʾân ve mensûḫuh, en-Nehy ʿani’l-kiẕb, en-Nehy ʿani’l-ġıybe (Ẕemmü’l-ġıybe) adlı eserleriyle bir Kur’an tefsirinin bulunduğu.