Kadızâde-i Rûmî yaşadığı dönemin, konumun saygı duyduğu; İslam tarihinde önemli yer tutmuş olan matematikçi ve astronomdur. Ulemâ adı verilen ve Osmanlı döneminde eğitimli din alimlerinden oluşan toplulukların içerisinde bulunan babasının ölümünden sonra Kadızâde-i Rûmî’yi dedesi Kadı Mahmud Çelebi yetiştirmiştir. Bu nedenle Kadızâde lakabıyla anılmaktadır. Kadızâde ismi kendisine verilmeden önce asıl ismi olan Selâhaddîn Mûsâ Paşa veya Mûsâ Çelebi diye anılmaktadır. Aklî ve dinî ilimleri ilk önce dedesinden öğrenmiştir. Kadızâde-i Rûmî hem yaşadığı dönemde hem de İslam ilmi tarihlerinde bilgisi otorite sayılan isimlerden biri olmuştur. Matematik, astroloji, İslam ilmi ve tasavvuf gibi alanlarda eğitilmek isteyen herkesin çaldığı kapılardan biri olmuştur. Gerek yakın çevresinde onu tanıyan insanlar gerekse talebeleri onu; “hoşgörülü, anlayışlı, mütevazi ve sabırlı bir alim” olarak tanımlamaktadır. Bu da Kadızâde-i Rûmî’nin herkes tarafından sevilen ve hürmet gösterilen bir isim olduğunun en büyük kanıtlarından biridir.
Kadızâde-i Rûmî’nin Eğitim Hayatı
Kadızâde-i Rûmî ilk eğitim ve ilim sürecini dedesi ile geçirmiştir. Dedesi kendisine temel İslami bilgileri ve diğer ilimleri öğreterek onu hayata hazırlamayı hedeflemiştir. Sonrasında Kadızâde-i Rûmî’nin eğitim hayatı yaşadıkları I. Murad devrinin en önemli alimlerinden olan Molla Fenârî’den dersler alarak devam etmiştir. Molla Fenârî ile uzun süre dersler ve sohbetler gerçekleştiren Kadızâde-i Rûmî tahsil sürecine dedesinin öğrencilerinden biri olduğu bilinen Bedreddin Simâvî ile devam etmiştir. Bedreddin Simâvî eşliğinde Konya’ya gitmiş ve burada Müneccim Feyzullah’tan astronomi dersleri alarak bu alanla tanışmıştır. Gelişimine katkıda bulunan hocalarından bir diğeri de Anadolu topraklarında bulunan Saferşah er-Rûmî’dir. Molla Fenârî, 1400’lü senelerin başında Kadızâde-i Rûmî’yi astronomi ve matematik dersleri alması ve bu konuda ilim öğrenmesi için teşvik etmiş; fakat aile fertleri karşı çıkmıştır. Kadızâde-i Rûmî tüm bu baskılara rağmen 814 (1411) yılından itibaren Semerkant kentinde o dönemin en önemli alimlerinden matematikçi ve kelâmcı olan Seyyid Şerîf el-Cürcânî’den dersler almaya başlamıştır. Tahsil ve ilim sürecini farklı alim ve hocalardan tamamlayarak bilge bir isim haline gelen Kadızâde-i Rûmî tarihte hala birçok bilim alanında örnek teşkil etmektedir.
Kadızâde-i Rûmî’nin Tarihteki Önemi ve Yeri Nedir?
Kadızâde-i Rûmî’nin tarihteki önemi ve yeri de oldukça büyüktür. Semerkant’ta kaldığı dönemde Uluğ Bey ile tanışmış ve çok kısa sürede bu hükümdarın sevgisini, saygısını kazanmıştır. Ardından Uluğ Bey’in özel hocası olmuş ve tarihte önemli bir yer tutmuştur. Uluğ Bey Medresesi’nin başhocası olma unvanına erişmiş ve o devirde inşa edilen Semerkant Rasathânesi’nin başına atanmıştır. Kadızâde-i Rûmî ilmi konularda özgür ve özerk bir yaklaşıma önem vermektedir; bu nedenle Uluğ Bey’in kendisinin haberi olmadan görevli bir müderrisi görevinden alması nedeniyle ona dersler vermeyi bırakmıştır. Hükümdarlara ve ona ait topluluklara ilim ve bilim konusunda verdiği dersler, geriye bıraktığı eserler ve kalıntılar sebebiyle hem kendi devrinin hem de İslam tarihinin önemli ilim insanlarından biri olarak hayatını sürdürmüştür.