Adını daha doğrusu lakabını Kırım’dan geldiği için almış olan Kırimi, Osmanlı hattatı olarak karşımıza çıkmaktadır. Şeyh vadisinde yazı yazmaya başlamış ve daha sonrasında da yazıları ile büyük bir ün kazanmıştır. Doğum tarihi veya doğum yeri ile ilgili kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır. Bununla birlikte kendisi ile ilgili de çok fazla bilgi yer almamaktadır. Bazı yazılarında her ne kadar yeni üslup tarzı ile yazmaya çalışsa da başarılı olamamış ve yeniden eski üslubuna dönüş yapmıştır. Yazı konusunda ilerlemesine vesile olan hocası ise kaynaklara göre Şeyh Hamdullah’ın torunlarından biri olan Derviş Mehmed olmuştur. Onun sayesinde yazı konusunda büyük ilerleme kat etmiş ve ustalaşmıştır.
Kırimi ve Hayatı
Kırimi’nin hayatı konusuna baktığımızda ise kaynaklarda yeterli bilgi olmadığını belirtmek isteriz. Hocasından öğrendiği yazı yazma üslubunu geliştirerek sonrasında yazı konusunda çok meşhur olmuştur. Nesih ve sülüs yazılarında ise farklı bir tarz uygulamak istemiş olsa da bunu yapamayınca eski yazı yazma tarzına geri dönmüştür. Bir rivayete göre vefatına yakın zamanlarda tamburunu kırmış ve sonrasında da tövbe etmiştir. Buradan da onun bir zamanlar musiki ile de ilgilenmiş olduğunu anlıyoruz fakat neden tövbe ettiği konusunda herhangi bir bilgiye rastlanılmamıştır. Yazılarında farklı üsluplara yönelince bir süre sonra kendi üslubunu de bozduğu kaynaklarda belirtilmiştir.
Kırimi ve Eserleri
Vefatına yakın zamanlarda kendi mezarını yaptırmaya başlamış ve mezar taşının üstüne de doksan dokuz yazdırdığı rivayet edilmektedir. Bunu görüp soranlara ise öğrencilerimden biri gelip oraya bir dokuz daha ekler dediği kaynaklara göre rivayet edilmektedir. Buradan da ölüm tarihinin 999 olduğunu çıkarabiliriz. Vefat yeri hakkında da herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Yaptırdığı mezar taşı ise bir süre sonra hasara uğramış ve bu sebepten dolayı Türk ve İslam müzesine konulmuştur. Kırimi’nin eserleri konusuna baktığımızda ise kaynaklara kendisinin üçte ikisini derleyip topladığı bir eseri bulunmakla birlikte bu yazının devamını da bir öğrencisinin tamamladığı rivayet edilmiştir. Muhakkak hattatı ile yazılmış olan bu eserin adı ise Enamı Şerif olarak kaynaklara geçmiştir.