Mekki Bin Abdüsselam, Dımaşk şehrinde, 1181 veya 1182 yılında doğdu. Tarihi kaynaklar bu iki tarihten birini göstermekle birlikte tam olarak emin olunamamıştır. Şeyhülislâm adıyla da bilinmektedir. Diğer islam alimlerine göre, Abdüsselam eğitim hayatına daha geç başlamıştır. İlk olarak Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin Şâfiî fıkhına ait olan et-Tenbîh adlı eseri ezberlemiştir. Dönemin birçok islam aliminden bizzat dersler almıştır. Abüsselam, 1201 yılında Bağdat şehrine göç etti. Bazı kaynaklar alimin bağdata gidiş sebebinin elçilik yapmak olduğunu, bazı kaynaklar ise eğitimi için gittiğini söylemektedir. Daha sonra bir kez daha Bağdat’a gittiği için, İslam profesörleri genellikle her iki seçeneğinde doğru olduğunu düşünmektedir. Bağdat’ta Ebû Ali Hanbel’den dersler aldı ve diğer alimlerle yüz yüze görüştü. Bağdat’ta birkaç ay kalan Abdüsselam, daha sonra anavatanı olan Dımaşk’a geri döndü. Abdüsselam, bir süre Dımaşk’ta kaldı.
Dönemin mevcut hükümdarının haçlılarla iş birliği yapması ve onlardan silah alması üzerine çok kızdı ve hükümdarın aleyhine fetva verdi. Ayrıca cuma hutbelerinde hükümdarın adını geçirmeyi bıraktı. Bu sebeplerden ötürü bir süre hapiste tutuldu. Daha sonra da anavatanı olan Dımaşk’tan sürüldü. 1241 yılında ölene kadar kalacağı Kahire’ye göç etti. Abdüsselam’ın oğlunun aktardığı bilgilere göre, ünlü islam alimi Mekki Bin Abdüsselam, 1 Nisan 1262 tarihinde hayata gözlerini yumdu ve Karâfe mezarlığına gömüldü.
Mekki Bin Abdüsselam’ın Edebi Hayatı
Mekki Bin Abdüsselam, ilmi hayatında özellikle tasavvuf, fıkıh, kelâm ve tefsir alanlarına ağırlık verdi ve bu alanlarda ustalaştı. Anavatanı olan Dımaşk’ta, tarihler 1238 yılını gösterirken Aziziyye Medresesi’nde dersler vermeye başladı. 1239 yılında ise aynı medresenin imam hatipliği görevine layık bulundu ve bir yıl boyunca bu görevi hakkıyla sürdürdü. Bazı kaynaklar, Abdüsselam’ın kadılık yaptığını da söyler ancak bu bilginin doğruluğu henüz kesinlik kazanmamıştır. Büyük topraklara yayılmış islam aleminin her bir tarafından Abdüsselam’a soru sormak ve ondan eğitim almak için gelenler vardı. Abdüsselam, hiç kimsenin isteğini kırmamış ve bu yoğun ilgiyi mütevazilikle karşılamış. Yaşlanmaya başladıktan sonra hayatını eserleri ve öğrencileri üzerine yoğunlaştırmıştır. Abdüsselam’ın eserlerinden edinilen bilgilere göre, alimin 50 civarında talebesi olduğu bilgisine ulaşılmıştır. Abdüsselam’ın öğrencileri arasında Dîrînî, Ebu Şame el-Makdisî, Şehabeddin el-Karâfî ve Şerefeddin Öuhamöed Abdüllatif gibi İslam alimleri de bulunmaktadır.