Mekkî Mehmed Efendi Kimdir? Eserleri ve Hayatı

Mekke kadısı Celep Halil’in oğlu Mekkî Mehmed Efendi, 1126 yılında Mekke’de doğmuş, babası Halil Efendi 1126 (M.1714) yılında vefat edince İstanbul’a gelmiştir. Burada İslam ilimleri üzerine tahsil yaptıktan sonra hoca ve Selanik’te görev yapmış, daha sonra da önce Medine daha sonra 1198 (M.1784) yılında İstanbul’a kadı olarak tayin edilmiştir. Burada 1 yıl kadar görev yaptıktan sonra Anadolu kazaskerliği ile şereflendirildi.

Anadolu Kazaskeri Olduktan Sonra Mehmed Efendi

Anadolu Kazaskerliğinden sonra 1201 (M.1786) yılında vefat eden Cemâziyelâhir’in yerine Rumeli Kazaskerliği olmuştur ve 1 yıl sonra Şeyhülislâm merbesine yükseltilmiştir ancak tevazu bir kişilik sahibi olması sebebiyle görevi bırakmıştır. 1205 yılında şeyhülislâm Yahya Tevfik vefat edince, Sadraam Koca Yusuf’un, dönemin Osmanlı padişahı III. Selim’e tavsiyesi üzerine, ikinci kez şeyhülislâm olarak tayin edilmiştir.

Nasihatleri ve sakin tabiatıyla tanılan Mekkî Mehmed, yaklaşık 1,5 yıl bu görevde kalmıştır. 1206 yılında III. Selim’in mizacı daha sert bir şeyhülislâma ihtiyaç duyması sebebiyle görevinden azledildi. Görevden azledilişini kendisine Reîsülküttab Efendi tebliğ etmiştir. Bu azledilişinin sebebi olarak, III. Selim’e akıl hocalığı yapan Abdullah Efendi’nin telkinlerinin etkili olduğu düşünülmektedir. Görevi bırakmasından sonra kendine münhasır bir hayat sürmek üzere kabuğuna çekilen Mekkî Mehmed Efendi, 1212 (M.1797) yılında vefat etmiştir.

Mekkî Mehmed Efendi’nin Kişiliği

Şeyhülislam Mehmed Efendi’nin kişiliği, fazilet sahibi, sakin, affedici, tevazu sahibi olmasıyla bilinmiştir. Çok yumuşak huylu ve sade bir hayat sürmüş ve gelirlerini Fatih Camii’ne bağışlamıştır. Ayrıca yılın belli tarihlerinde, yoksul halka yardım eli uzatmış, aşure ve pilav dağıtımı hayırlarını işlemiştir. Alim kişiliğinin yanında şiir ve hat sanatlarıyla da meşgul olmuştur, ayrıca Haşiye ala Tefsiri Kaidi el-Beyzavi isimli bir eser kaleme almıştır. Bugün bu eserin bir kopyası, Türkiye’nin en geniş kütüphanesi olarak bilinen İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’ndeki kütüphanede yer almaktadır. Eserde kuran tefsiri ve usulü konu alınmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir