7 Kasım 1414 yılında Horasan’ın Cam şehrinin Harcird beldesinde dünyaya gelen Molla Câmî, Ahmed-i Nâmekī-ye hürmeten bu nisbetle anılmıştır. Dedesi Şemseddin Muhammed, İsfahan’dan Horasan’a göç etmiştir. Burada Muhammed Bin Hasan eş-Şeybânî soyundan gelen bir hanımla izdivaç yapmıştır. Bu evlilik sürecinde Molla Câmî’nin babası olan Nizâmeddin Ahmed doğmuştur. Molla Câmî ilk tahsiline babasından aldığı eğitim ile başlamıştır. Babasının Nizamiye Medresesi bünyesinde müderris olması üzerine eğitim hayatına burada devam etmiştir. Dönemin nam salmış âlimlerinden olan Mevlânâ Cüneyd-i Usûlî’den Arap dili ve edebiyatı üzerine eğitim almıştır. Eğitim aldığı meşhur hocalar arasında Ali es-Semerkandî ve Muhammed el-Câcermî gibi isimler vardır. Uluğ Bey döneminde Semerkant büyük bir ilim merkezi haline gelmiştir. Kendisi de eğitimine bu şehirde devam etmiş ve burada tam 9 yıl kalmıştır.
Molla Câmî Hazretleri
Semerkant’ta eğitim aldığı medresede Kadızâde-i Rûmî’den riyâziyyât dersleri almıştır. Keskin zekası ve kısa sürede kavrama kabiliyeti ile kısa sürede tüm hocalarının takdirini kazanan Molla Câmî Hazretleri burada aldığı eğitimin sonunda ciddi bir ilme sahip olmuştur. Astronomi konusunda dönemin meşhur âlimlerinden Ali Kuşçu Semerkant’ta kendisi ile tanışmış ve kendisine astronomi ile ilgili zorlayıcı sorular sormuştur. Hiç ummadığı şekilde cevaplar alan Ali Kuşçu Molla Câmî’ye olan hayranlığını gizleyememiş, astronomi üzerine belli konularda kendisi ile görüş alış verişinde bulunmuştur. Genç yaşta büyük bir ilme sahip olma şerefine nail olan Molla Câmî Semerkant’tan dönmeyi müteakip Nakşibendî tarikatının âlimlerinden Sa‘deddîn-i Kâşgarî’nin yoluna hizmet etmiştir. 1456 yılında O’nun vefatından sonra ise Hâce Ubeydullah Ahrâr’ın yolunda dini hizmetlerde bulunmuştur.
Molla Câmî’nin İlmi
Molla Câmî’nin ilmi kısa sürede her yere yayıldığından Ubeydullah Ahrar da kendisinin namını duymuştu. Kendisi ile birkaç defa görüşme imkânı bulan Molla Câmî daha çok mektuplaşmak sureti ile çeşitli görüş alış verişlerinde bulunmuşlardır. Yazdığı eserlerin birçok yerinde Ubeydullah Ahrar’dan övgü ile bahseden Molla Câmî yıllarca O’nun tesirinde kalmış ve O’na olan hayranlığını kendisine methiyeler düzerek göstermiştir. Yazdığı eserlerde Ehl-i Beyt’i sevmenin Kuran’ın emri olduğunu ifade eden Molla Câmî bu konuda bazı kesimler tarafından ağır ve haksız eleştirilere maruz kalmıştır. Ehl-i Beyt ile ilgili çeşitli münazaralara katılan söz konusu şahıs görüşlerini herkesin ayan beyan anlayacağı şekilde ifade etmiş ve halkın takdirini kazanmıştır.
Molla Câmî Tebriz İlişkisi
Molla Câmî hac vazifesinin dönüşünde Tebriz’e uğramış ve burada Akkoyunlu Devletinin Hükümdarı olan Uzun Hasan tarafından büyük bir hürmet ile karşılanmıştır. Molla Câmî Tebriz yakınlaşması belli bir dönem devam etmiş, hükümdarın şehirde kalması yönündeki ısrarları geri çevirmiştir. 8 Ocak 1474 tarihinde Herat’a gelen mübarek zat burada yaptırdığı medresede hadis, tefsir, Arap dili ve edebiyatı derslerini okutmuştur. Kendisinin ilmi uzun yıllar yetiştirdiği talebeler aracılığı ile anılmıştır.