Muhammed Bin Ahmed, Mısır’da yetişmiş olan Mâlikî mezhebine mensup âlim zâtlardan bir tanesiydi. Bilinen tam adı ise şu şekilde geçer: Muhammed b. Ahmed b. Osman Naîm et-Tâî el-Bisâtî el-Kâhiri. Onun kaynaklarda geçen ve bilinen künyesi ise şu şekildeydi: Ebû Abdullah. Ayrıca ona verilmiş olan lakap da Şemseddîn şeklindeydi. Ancak o daha çok İslâm çevresinde “Bisâtî” adı ile tanınmıştı.
Muhammed Bin Ahmed, 760 yılının Cemâzil-evvel ayı içerisinde Garbî Mısır üzerinde olan Bisât’ta dünyaya gelmiş bir isimdir. Ancak daha sonrasında Bisâtî, Kâhire üzerine yerleşmiştir. Yetişmesi de yine orada olmuştur. Burada ünlü âlimlerden bir tanesi olmayı başarır. Ayrıca onunla ilgili bilinen bir diğer bilgiye göre ise Bisâtî’nin 842 yılının Ramazan ayında tam olarak 13.günde, yani bir Cuma gecesinde, yaşamış olduğu Kâhire’de hayata veda ettiğini gösterir.
Bisâtî’nin İlmî Hayatı
Bisâtî’nin ilmi hayatı, Kâhire üzerinde başlar. Kâhire’de yer alan Bisât’ta doğmuştur ve büyümüştür. İlim tahsiline de yine burada başlamıştır. Öncelikle Kur’ân’ı ve sonra İbn-i Ebî Zeyd’a ait risâleyi ezberlemiştir. Henüz 18 yaşında olduğu dönemde ise Kâhire üzerine göç etmiştir. Böylece ilim hayatına da burada devam etmiştir. Buradayken daha öncesinde tahsil ettiği ilmî bilgileri, amcasının oğlu olan Süleymân b. Hâlid b. Nü’aym’ın kendisine dinletmiştir.
Bisâtî, sürekli olarak ilim tahsili ile meşgul olmuştur. Bu anlamda Nûreddîn el-Cellâvî el-Magribî’nin de öğrencilerinden bir tanesi olmuştur. Tam 12 yıl bu kişinin sohbetlerine katılmaya devam etmiştir. Ayrıca hem aklî hem de fıkhî ilimleri okumuştur. Yolu uzak olmasına karşın hocasının verdiği sohbetlere katılmak için yürüyerek gidip geldiği bilinmektedir. Hocası olan bu âlim kimse, ölümüne yakın bir zaman Bisâtî’yi yanına çağırmıştır ve ona İzzeddîn b. Cemâ’a’nın verdiği derslere devam etmesini bir vasiyet olarak bildirmiştir. Bisâtî de onun kendisinden yerine getirmesini istediği bu vasiyetine uymuştur ve İbn-i Cemâ’a’nın ilmî alanda verdiği derslere katılmış, ilmine devam etmiştir.
Muhammed Bin Ahmed (Bisâtî)’nin Âlim Oluşu
Muhammed Bin Ahmed (Bisâtî)’nin âlim oluşu, tahsil öğrenmesi ve sonrasında önemli âlim kimselerden dersler alması ile mümkün olmuştur. Bu noktada ilim tahsil ettiği âlim zâtlar arasında şu isimler yer alır: er-Rekrâkî, Şihâbüddîn b. Hâim, Ebnâsî, Zeynüddîn-i Irâkî, Şemseddîn el-Gamârî, ed-Demirî, İbn-i Haldûn… Daha pek çok âlim de vardır bu isimler arasında…
Bisâtî, ilim öğrenme konusunda çok gayretli bir kimseydi. Bu noktada şu ilimler üzerine büyük bir âlim oldu: Tefsîr, fıkıh, lügat, beyân, hikmet, tıb hey’et, hesap, hadîs, nahiv, me’ânî, mantık, cebir, hendese ve başka ilimler… Ayrıca o, ilim alanında çok yükselmiştir. Sonunda da devrinin büyük bir âlimi olmayı başarmıştır. Hatta bir keresinde şu ifadeyi dile getirmiştir: “Yirmi yılda yirmi ayrı ilim öğrendim.”
Bisâtî Çok Talebe Yetiştirdi!
Bisâtî çok talebe yetiştirdi! İlim tahsilini bitirmesinin ardından talebe okutmaya başlamıştır. Bu noktada Berkukıyye Medresesi, Şeyhûniyye Medresesi, Medrese-i Cemâleddîn-i Estâdâr gibi farklı medreseler bünyesinde dersler vermiştir. Ayrıca daha sonraki bir dönem Türbe-i Melik-in-Nâsır Medresesi bünyesinde bir de idarecilik vazifesinde bulunmuştur. Daha sonra 823 yılında ise Mısır diyarının kadılık görevine getirilmiştir ve bu görevden hiç azledilmemiştir.
Bisâtî Hakkındaki Görüşler
Bisâtî hakkındaki görüşler arasında farklı isimlerin görüşleri yer alır. Bunlardan bir tanesi de Emîr Tatar isimli zâta aittir. Emîr tatar onu hem çok severdi hem de ona çok hürmet ederdi. Hatta o her sefere gittiği zaman kesinlikle onun yanında yer alırdı. Yine bu noktada onu metheden-öven isimlerden bir tanesi de Ebü’s-Se’âdât b. Zâhire isimli zâttır.
Ebü’s-Se’âdât b. Zâhire, onun hem aklî hem naklî ilimler konusunda çok derin bir âlim olduğunu söylemiştir. Ayrıca onun çok yumuşak huylu, mütevâzi bir kişiliği olduğunu, bu yüzden de yüksek bir zât olduğunu dile getirmiştir. Çok ince bir kalbi olduğunu, Allah’ın muhabbeti sebebiyle çok gözyaşı akıttığını söylemiştir. Ayrıca her işinde çok ihtiyatlı şekilde davrandığını ve bir iş için başladığında olası tüm kötü ihtimalleri hesap ettiğini, bu noktada gerekli tüm tedbirleri de aldığını dile getirmiştir. Ayrıca söylediğine göre Bisâtî, gösterişten çok uzak bir kimseydi ve her haliyle de örnek alınabilecek bir insandı.
Bisâtî’nin Eserleri
Bisâtî’nin eserleri, türlü ilimler üzerine tasnif ettiği kıymetli eserlerden oluşur. Bisâtî çok farklı ilimler üzerine yetişmiş, pek çok ilmî alanda âlimleşmiş bir kişiydi. Dolayısıyla eserleri de pek çok farklı ilim konusunda hayata geçti. Bu tasnif etmiş olduğu değerli ve önemli eserler arasında ise şunlar sıralanabilir:
- Metali’ul-envâr: Bu eser, mantık ilmine dayalıdır.
- Şifâ-ül-galî: Bu eser, fıkıh ilmine dayalıdır. Ancak tamamlanamamış bir eserdir.
- Hâşiyetü alel-Mutavvel: Bu eser, içerik açısından kelâm ilmine dayalı olan bir kitaptır.
- Tevdîh-ül-ma’kûl – tahrir-ül-menkûl: Bu eser, yine tamamlanamamış olan eserlerinden biridir.
- Hâşiyetü alâ şerh-ıl-Muvâkıf: Bu eser, yine kelâm ilmine dayalı bir eseridir.
- Mugnî: Bu eser, fıkıh ilmine dayalıdır.
- Şerh-ül-bedî’iyye
- Kıssat-ül-Hıdr (a.s.)
- Şerh-ut-Tâiyye
- Mukaddime fil-kelâm
- Redd-ül-vâfir
- Mukaddime fil-usûl
- Ravdat-ül-mecâlis
- Hâşiyetü alâ Şerhi levâmi’ıl-esrâr