Tam adı Muhammed bin Muhammed Haydari olan bu zad, en ünlü alimlerdendir. Şafii mezhebine mensub olduğu bilinir. Hadis, tarih ve usul alanlarının yanı sıra fıkıh ilminde de oldukça üstün bir ilme sahiptir. Belka vilayetinde doğmuş olmasına rağmen dedesinin babasının ismi olan Haydar’ı kendine lakap edinmiş ve Haydari adıyla meşhur olmuştur. Künyesinin ise Ebu’l Hayr olduğu bilinir. En büyük dedelerinden gelen Dımeşki isminden anlaşıldığı üzere kendisi Dımeşk’te doğmuştur. Doğum tarihinin 821 olduğu bilinir.
Haydari’nin Hayatı
Haydari’nin hayatı yetim olarak başlamıştır. Kur’an eğitimini küçük yaşta el-Ezrei, İbn Neccar ve İbn Kaysun gibi alimlerin yanında aldı. Bu dönemde en ünlü alimlerin en ünlü kitaplarını ezberledi. Kalan zamanlarda da kendisini hadis ezberlemeye adadı.
836’da günümüzde Diyarbakır olarak bilinen şehre gitti. Ezberlediği kitapların çoğunu burada büyük alimlere okuduğu söylenir. Burada pek çok alimden hadis, fıkıh, usul, nahiv dersleri aldı. Çevresindekiler tarafından yaklaşık 200 adet alimden ders aldığı belirtilir.
843 senesinde ilim öğrenimine ara verip Hac vazifesini yerine getirdi. Vazifesinde sonra ise Mekke ve Medine’deki alimlerden dersler almaya devam etti. Dersler aldıktan sonra Kudüs seyahati yaptı. Seyahati sırasında bile pek çok alimin dergahında bulunarak hem sohbetlerde hem de derslerde yer aldı. Ardından Dımeşk’e geçti. Burada sır katipliği ve Şafii mezhebi kadılığı görevlerinde bulundu. Şam vilayetinde siyasi ve toplumsal pek çok sorun Haydari sayesinde çözüme kavuştu. Sorunları çözüme kavuşturdukça Haydari, pek çok mala sahip oldu. Birkaç kez Kahire’ye gitme fırsatı buldu ve bu ziyaretleri sırasında Kahire sultanı tarafından sarayda ağırlandı.
Haydari’nin Son Yılları
Haydari’nin son yılları Kahire’de bulunan Ravda Camiinde vaizlik ve hatiplik yaparak geçmiştir. Bu süre zarfında bir müddet de kadılık görevini tekrar üstlenmiştir. Tüm bunların yanında her daim okumaya, öğrenmeye devam etmiş ve talebe yetiştirmekten de geri kalmamıştır. Evinin yakınlarına bir medrese ve bir de türbe yaptırmıştır. 894 senesinde Kahire’de vefat ettikten sonra yaptırdığı türbeye defnedilmiştir.
Günümüzde bilinen yirmiye yakın eseri vardır. Bu eserleri Kahire ve Dımeşk’teki müzelerde sergilenmektedir.