Müslümanlık tarihinde fazlasıyla bilinen 12 imam olayında yer alan ve imamlar arasında 9. Sırada bulunan Muhammed Cevat, İmam-ı Taki lakabı ile de bilinir. Din alimlerinden ve önemli imamlardan biri olan Muhammed Cevat’ın asıl adı, Muhammed Cevâd bin Ali bin Mûsâ Kâzım bin Ca’fer-i Sâdık bin Muhammed Bakır bin Zeynel Âbidîn bin Hüseyn bin Ali bin Ebî Tâlib’tir. Hicri takvime göre 195 yılında Medine’de dünyaya gelmiştir. Ölümü ise Bağdad’ta 220 yılında olmuştur. Kabri ise dedesinin olduğu kabrinin arkasında yer alır. Peki, Muhammed Cevat hakkında neler biliyorsunuz? Bu yazımızda sizlere 9. İmam olan Muhammed Cevat’ın dini yaşantısı ve hayatını sizlere aktaracağız.
Muhammed Cevat Hayatı
Muhammed Cevat, Hazreti Muhammed’in torunlarından biridir. Hazreti Ali ve Hazreti Fatıma’nın çocuklarındandır. Bulunduğu ortam ve çevresindekilerin etkileriyle birlikte henüz küçük yaşta derin bir alim olmayı başarmış diyebiliriz. İmamlığı ise 16 yıl boyunca sürdürmüştür. Ümmü Fadıl ile evlenmiştir. Evliliğinin sonucunda ise Ali Naki, Musa, Fatıma ve Emmanme adında toplamda 4 çocukları olmuştur. Muhammed Cevat’ın eşi ile evlenmesi ise aslında tartışılan bir konuyken gerçekleşmiş bir evliliktir diyebiliriz. Ümmü Fadıl’ın babası halife Memün, kızını Muhammed Cevat ile evlendirmek istediğini kendi meclisi ile konuşur, ancak meclistekiler bu konuyu pek tasvip etmezler. Nedeni ise Muhammed Cevat hayatı ve yaşadıklarının ardından yetim kalmasından dolayıdır. Ancak halife Cevat’ın ilminin ve alimliğinin etkisinde olduğu için kızı ile evlenmelerini münasip görmüştür. Meclis üyelerinden biri ise Muhammed Cevat ile derin bir alimi karşılaştıralım, münazara ettirelim kim daha iyi olacak görelim diye bir istekte bulunur. Yapılan konuşmalar sonucunda ise Muhammed Cevat, karşısına getirilen alimin tüm sorularına net bir şekilde cevap vermiş. Ancak kendisi karşısındaki alime bir soru yönelttiğinde alim, hiçbir şekilde soruya yanıt bulamamış. Muhammed Cevat, bu soruyu da fazlasıyla net bir şekilde cevaplayınca herkes kendisinin ne denli iyi ve derin bir alim olduğunu idrak etmişler.
Hayatı boyunca kendini ilime ve alimliğe adamış olan imamlardan biridir. Döneminin en bilgin alimi olarak da anılırdı. Bu bakımdan kendisini takdir eden ve hayranlık duyan pek çok kişi bulunur.