Müstekîm-Zâde Süleymân Sa’deddin Efendi, 1131 senesi itibariyle Receb ayı içerisinde İstanbul’a bağlı olan Atikalipaşa semti üzerinde dünyaya gelmiş bir isimdir. Bu tarih tam olarak 1719 yılının Mayıs-Haziran ayına tekabül eder. Babası ise Beyazıt üzerindeki Sadrazam Seyyid Hasan Paşa isimli medreseye bağlı müderrislerden biriydi ve adı ise Mehmed Emin Efendi şeklindeydi.
Dedesi ise Edirne ile Şam üzerinde kadılık görevlerinde bulunmuş bir zâttı. Dedesi olan Mehmed Müstakim Efendi dolayısıyla da ona “Müstakimzâde” adı verildi ve bu isimle meşhur oldu. Dolayısıyla sonrasında da (ve kaynaklarda) bu isim ile anılmaya devam etti.
Müstakimzâde’nin Tahsili
Müstakimzâde’nin tahsili, öncelikle müderris olan babası ile başlamış oldu. Ayrıca Fâtih Camii’nin imamı olan Seyyid Yusuf Efendi ve bununla beraber Abbas Vesim Efendi, Yemliha Hasan Efendi, Hanîf İbrâhim Efendi gibi bazı âlim zâtlardan dersler gördü. Bu esnada da Farsça ile Arapça dillerini öğrendi. Nesih ile sülüsü Eğrikapılı Mehmed Râsim’den ve ta’lik yazıyı ise ilk olarak Fındıkzâde İbrâhim’den sonrasında Kâtipzâde Mehmed Refîî’den öğrenmiştir. Onların sayesinde kendini oldukça geliştirmiştir. Sonrasında Nakşibendî şeyhi olan Mehmed Emin Tokadî’nin kendisine intisap etmiş ve tam yedi sene onun hizmetinde bulunmuştur. Ayrıca ondan hem tarikat hilafeti hem de hadis alanında icazetini almıştır.
Müstakimzâde’nin Mürşidinin ve Annesinin Vefatından Sonra…
Müstakimzâde’nin mürşidinin ve annesinin vefatından sonra, 1158 senesinde o, çok derin bir kedere kapılmıştır. Bu arada sağlığına iyi geleceğini düşünerek Bursa şehrine gitmiştir ve bir süre kadar burada kalmıştır. Babası ve dedeleri gibi o ilmiye sınıfı içerisine girmek istemekteydi. 1164 senesinde babasının vefatından birkaç ay kadar öncesinde Seyyid Murtaza Efendi isimli zâtın şeyhülislâmlık sürecinde açılmış müderrislik sınavına girdi. Ama sakalının seyrek olması gerekçe gösterildiğinden dolayı başarısız kabul edildi. Bu olay, onu oldukça etkiledi. Bu tarihin ardından tüm zamanını da eser telifine ve ilmine adadı. Yaşamının son zamanlarında yapılmış olan müderrislik teklifini ise reddetti.
Müstakimzâde’nin Eserleri ve Yaşamı Hakkında
Müstakimzâde’nin eserleri ve yaşamı hakkında öncelikle pek çok farklı ilmî alana yöneldiğini söylemek gerekiyor. Başta da tasavvuf alanı olmak üzere neredeyse tüm dinî ilimlerde, ayrıca dil ile edebiyat alanında çok fazla sayıda eser yazdı. Onun şairlik tarafı da bulunuyordu. Ayrıca o, tarih düşürme konusunda da oldukça başarılıydı. Pek çok eserinin ismi, ebced ile telif tarihini verir. Hayatını yoksul şekilde geçirmiş olan Müstakimzâde, evlenmemiş ve geçimini ise kitap istinsah edip de kazanmıştır. 1202 yılının 10 Şevval tarihinde hayata veda etmiştir. Sonrasında ise Zeyrek üzerinde Pîrî Paşa Camii hazîresi içinde Mehmed Emin Tokadî’nin kabrinin hemen yan tarafına defnedilmiştir. Onun eserleri, çok çeşitli konular içerdiği için genellikle kaynaklarda; biyografik eserleri, edebî eserleri ve dinî eserleri şeklinde sınıflandırmalar ile geçmektedir.