Seyyid Emir Burhân asıl ismi Seyyid Emir Burhâneddin’dir. Bu ünlü İslam alimi hakkında bilgilerimiz kısıtlıdır. Nakşibendi tarikatına bağlı olduğu bilinmektedir.
Seyyid Emir Burhân’ın Hayatı
Seyyid Emir Burhân hayatı hakkında edinilen bilgilerde doğum tarihi ve doğum yeri bulunmamaktadır. Özbekistan’ın Buhara şehrinde doğduğu düşünülmektedir. 14. yüzyılda yaşadığı hakkında bir düşünce bulunmaktadır. Silsile-i aliyye alimlerinden olan ve Peygamber Efendimizin soyundan gelen Seyyid Emîr Külâl’ın oğludur. Seyyid Emîr Külâl aynı zamanda Nakşibendi tarikatının da kurucularındandır. Seyyid Emir Burhân en büyük oğluydu ve babasının öğretileriyle büyüdü. Seyyid Emîr Külâl, Seyyid Emir Burhân’ın eğitimi için diğer bir Silsile-i aliyye büyüğü olan Şahı Nakşıbend Muhammed Behaeddini Buharî’yi görevlendirmiştir.
Seyyid Emir Burhân’ın ölüm tarihi ve ölüm yeri hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. 14. yüzyılın sonlarına doğru vefat ettiği düşünülmektedir. Özbekistan’da defnedildiği hakkında bilgi bulunmaktadır. Seyyid Emir Burhân’ın insanlar üzerinde büyük etkisi olduğu bilinmektedir. Dönemindeki alimler “Seyyid Emir Burhân ile ne zaman karşılaşsak, onun halin bizi etkiler iç dünyamız altüst olur, bomboş kalırdık ve perişanlığa düşerdik.” derdi.
Seyyid Emir Burhân’ın dedesi ise Peygamber Efendimizin soyundan olan İslam alimi Saif ud-Dīn Hamza’ydı. Kulal Kabilesi’nin reisiydi ve tam unvanı Amir-i Kulal idi. Seyyid Emir Burhân’ın babası ise dedesinin ölümünden sonra kabile reisi olmuş ve Amir-i Kulal adını almıştır. Bu bir çeşit ünvan adıdır ve Emir Küllal olarak Türkçeleştirilmiştir.
Seyyid Emir Burhân’ın Eserleri
Seyyid Emir Burhân eserleri hakkında bilgi bulunmamaktadır. Nakşibendi tarikatına bağlı olduğu için bu alanda eserler verdiği düşünülmektedir. Nakşibendi tarikatının en ayırt edici özellikleri, Hz. Muhammed’den Ebu Bekir el-Sıddık’a Silsile-i aliyye zincirinin izini sürmesi, zikir kullanılması ve şeriata veya İslam hukukuna güçlü bir bağlılıktır. Peygamber Efendimizin sünnetine göre eksiksiz ve mükemmel bir disiplinle sürekli ibadet etmekten ibarettir. Kendini ortadan kaldırmaya ve İlahi Varlığın tam deneyimine giden yolda yüce Allah’ın varlığının farkında olmaktan ibarettir. En çetin mücadele, benliğe karşı mücadele yoluyla benliği kutsallaştırmanın yoludur. İslam dünyasının diğer bölgelerinde, özellikle Türkiye’de, Afganistan’da, Suriye’nin Kürt bölgelerinde ve Hindistan’da, Endonezya’da ve Çin’de de takipçileri bulunmaktadır.