Süleyman Sıdkı Efendi, H. 1211 (M.1796) yılında İstanbul’da doğmuş Anadolu evliyalarındandır. Gerçek adı Şeyh Süleyman Sıdkı’dır ve yazdığı eserlerde Sıdkî künyesi kullanmıştır. Babası İstanbul’da Sadıyye tarikatının tekkelerinden birisi olan Hasırî-zâdenin kurulmasına öncülük etmiş olan Şeyh Mustafa İzzî’dir ve lakabı Şeyh Sülün’dür. Adını annesi Sâliha Hatun’un babası ve Taşlıburun Tekkesi şeyhi Süleyman Sıdkı’dan almıştır.
Süleyman Sıdkı Efendi, genç yaşlarından itibaren çeşitli İslam ilimleri konusunda eğitim almaya başlamış, vefat ettiği güne kadar ibadet etmiş ve kitaplarla bir ömür geçirmiştir. H. 1239 (M.1823) yılında babası Mustafa İzzî Efendi vefat ettikten sonra Hasırî tekesinin başına geçti. Daha sonra 14 yıl kadar şeyhülislamlık yaptı. Mehmed Murad’dan mesnevi dersleri almış ve tahsilini tamamladıktan sonra Nakşıbendî tarikatından hilafet aldı. Daha sonra Mevlevi tarikatına girdi ve paklığın bir temsili ve liyakatin simgesi olarak sikke giydi. Henüz çok genç olmasına karşın ilmi konularda üst mertebelere kadar yükselmesinden ötürü, ismi dönemin padişahı II. Mahmud’a kadar ulaşmış ve sultan birkaç kez tekkesine gelerek kendisiyle bizzat görüşmüş, hatta dergâhı tadilat ettirmiştir. H. 1253 (M.1837) yılında vefat ettikten sonra şeyhülislamlık yaptığı tekkenin yanında yer alan babası Mustafa İzzî Efendi’nin yanına defnedildi. Kendisinin üç oğlu olmuş ve babası ve kendisi gibi hem tarikat ehlileri olmuşlar hem de şair kişilikleri ile tanınmışlardır. Sıdkî, Farsça şiir yazmakta bir ustaydı ve aynı zamanda son yüzyıl Fatîn Tezkiresi şairleri arasında yer almaktadır.