Yahyâ Bin Muâz-ı Râzî, evliyanın büyük isimlerinden bir tanesiydi. Bilinen künyesi ise şu şekildeydi: Ebû Zekeriyyâ. Ancak ona verilmiş olan lakabın ise “Vâ’iz” olduğu yazmaktadır. Yahyâ B. Muâz-ı Râzî, insanlara nasihat ederek saadet yolunu anlatıyordu. Ayrıca vera, zühd ve takvâ konusunda çok hikmetli sözler söylüyordu. Aynı zamanda Allah’ın emirlerine ve beraberinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sünnetine uymada devrinin bir tanesi olan bir isimdi.
Kaynaklarda yer alan bilgiye göre tarihi tam bilinemese de Rey şehri üzerinde dünyaya geldiği söylenmektedir. Ayrıca Râzî, 258 senesinin Cemâzilâhir ayı içerisinde Nişâbûr üzerinde vefat etmiştir. Bu yıl ise tam olarak 872 yılına tekabül eder.
Râzî’nin İlim Tahsili
Râzî’nin ilim tahsili, daha çok önemli âlimlerden aldığı dersler ile olmuştur. Bağdad ile Belh şehirleri üzerine gitmiştir. Tasavvuf ehli olan büyük âlim zâtlarla görüşmüş ve onlarla sohbetlerde bulunmuştur. Ayrıca şu isimlerde de görüşmüş ve onlardan ilim öğrenmiştir: İshâk b. Süleymân er-Râzî, Ali b. Muhammed, Mekkî b. İbrâhîm el-Belhî ve başka âlimler… Amel, ahlâk ve ilimde, ayrıca nefsi ile mücadele etme konusunda şaşılacak kadar bir hâl ve üstünlük içerisinde olan bir zâttı. İsmail ve İbrâhim isimlerinde iki kardeşi vardı ve onlar da çok yüksek hâl sahibi olan zâtlardı.
Râzî’nin İlim Tahsil Ettiği Hocaları
Râzî’nin ilim tahsil ettiği hocaları, farklı ilimler alanında onu yetiştirmiş isimlerdir. O, yaşamının büyük kısmını Nîşâbur üzerinde geçirmiştir. Ayrıca Belh, Bağdat ve Şîraz gibi kültür ve ilim merkezlerine de türlü seyahatler yapmıştır. Kendisinden aktarılan sözler, onun çok bir tahsil almış olduğuna işaret eder. Şeyhleri ve hocaları arasında ilk akla gelen isimler şunlardır: Fudayl bin İyâz, Ahmed bin Harb…
En başta da Louis Massignon isimli kişi olmak üzere birtakım araştırmacı kişiler, Râzî’yi Kerrâmiyye mezhebinin kurucusu olan Muhammed bin Kerrâm’ın talebeleri içerisinde göstermiştir. Ancak bu pek de doğru kabul edilemez. Kaynaklar içerisinde onun ayrıca şu sûfî zâtlarla görüşmüş olduğu da geçmektedir: Bâyezîd-i Bistâmî, Ebû Türâb en-Nahşebî, Hâtim el-Esam, Cüneyd-i Bağdâdî…
Râzî’nin Mensubu Olduğu Görüşler
Râzî’nin mensubu olduğu görüşler, tarikatlar ve gruplarla ilgili olarak çeşitli ifadeler dile getirilmiş, türlü rivayetlerde bulunulmuştur. Kaynaklar içerisinde o, daha çok “vâiz” sıfatı ile geçer. Ayrıca kaynaklarda onun amelî açıdan Hanefî görüşüne ama itikadî açıdan ise Mürcie’ye mensup bulunduğu belirtilmiştir. Râzî’nin takipçi isimleri ile beraber Mürcie içerisinde “Muâziyye” adında bir kol oluşmuştur. Öte yandan yine aynı dönem içerisinde Nîşâbur üzerinde ortaya çıkmış olan “Melâmetiyye” isimli hareketi ile teması nedeniyle bazı araştırmacı isimler, Râzî’yi bu hareketin bir mensubu şeklinde kabul etmiştir. Ancak onun tasavvufî açıdan fikirlerinin, Melâmetiyye düşüncesiyle uyuşmuyor olması ve bu hareketin ileri gelen birtakım isimleri ile olan anlaşmazlıkları, Râzî’nin bir Melâmetî olamayacağına işaret etmektedir.