Yaşadığı dönemin meşhur fen ve din âlimi olan Şeyhî (Sinân Yûsuf) İslam dünyasının meşhur âlimlerinden Hacı Bayram Veli Hazretlerinin talebelerinden birisidir. Gerçek ismi Sinan Bin Mecdüddin Bin Ahmed Bin Seyyid’dir. Kendisi hekim olduğundan ilk başlarda Hekim Sinan olarak tanınmıştır. Şiirlerinde kullandığı mahlas şeyhi alanında olduğundan kendisine şeyhi denilmiştir. Doğum tarihi net olarak bilinemese de Kütahya dolaylarında Türkmen asıllı bir aileye mensup olduğu bilinir. 1431 senesinde yine Kütahya’da Hakk’a yürümüştür. Kabri Kütahya iline yaklaşık 7 km mesafede olan Çiftepınar köyü dolaylarındadır. Şeyhî (Sinân Yûsuf) ilk tahsil hayatına Kütahya ilinde başlamıştır. Kütahya, Osmanlı devrinde büyük bir kültür merkezi idi. Şeyhî (Sinân Yûsuf) İlmi;
Şeyhî (Sinân Yûsuf)’nin İlmi
Şeyhî (Sinân Yûsuf)’nin ilmi Kütahya ilinde başlamış ve artarak devam etmiştir. O dönemin tanınmış din âlimlerinden birisi olan Ahmedi’den dersler almıştır. Tahsil hayatına devam etmek maksadıyla Kütahya’dan İran’a gitmiştir. İran’da din ilimlerinin yanında tasavvuf, tıp ve fen dallarında da çeşitli ilimler öğrenmiştir. İran’da bulunduğu dönemde kendisine büyük din âlimlerinden Seyyid Serif Cürcani eşlik etmiştir. Kelam, edebiyat, tıp, fıkıh, tefsir ilimlerinde arzuladığı ilim seviyesine ulaşmayı müteakip İran’dan dönmüştür. İran’dan dönüşünden sonra Ankara’ya gitmiş ve burada Hacı Bayram Veli Hazretleri ile tanışmıştır. Kendisinin yoluna tabi olan Şeyhî (Sinân Yûsuf) kendisinden dersler almıştır. Kendisinin yoluna tabi olduktan sonra Şeyhî (Sinân Yûsuf) yazdığı şiirlerinde şeyhi mahlasının kullanmıştır.
Şeyhî’nin Hekimliği
Şeyhi’nin hekimliği Ankara’dan Kütahya’ya döndükten sonra burada kendisine bir attar işletmesi açması ile başlamıştır. Bu dükkân vasıtası ile tıp ilmine olan ilgi ve alakası daha da artmıştır. Burada tıp alanında çalışmalar yaparken şiir çalışmalarını da eş zaanlı olarak devam ettirdi. Germiyan Beyi İkinci Yakup’a çeşitli mersiyeler düzerek kendisine nasihatlerde bulunmuştur. Sonrasında söz konusu Bey’in hususi doktoru olarak görev yapmıştır. Çelebi Mehmed Karaman seferi döneminde Ankara’da bulunduğu esnada rahatsızlanmıştır. Kendisini tedavi etmesi maksadıyla Şeyhi Ankara’ya çağırılmıştır. Tedaviyi başarı ile gerçekleştiren Şeyhî (Sinân Yûsuf) bu tedavideki başarısından dolayı takdir edilmiştir. Bu başarısı için kendisine Tokuzlu köyü verilmiştir. Bu tedaviden sonra Çelebi Mehmed’in hususi doktoru olmuştur.
Şeyhî (Sinân Yûsuf)’nin Şiire Olan Kabiliyeti
Şeyhî (Sinân Yûsuf) Osmanlı Devletinde ilk padişah doktoru unvanını da taşır. Osmanlı hanedanından Emir Süleyman Şeyhî (Sinân Yûsuf)’nin şiire olan kabiliyeti karşısında hayranlığını gizleyememiştir. Şeyhi, dönemin ünlü şairleri ile sürekli irtibat halinde bulunup görüş alış verişinde bulunurdu. 2. Murad tahta çıkınca Şeyhî (Sinân Yûsuf)’nin saray ile irtibatı daha da artmıştır. 2. Murad kendisini Nizami eserini tercüme etmesi için görevlendirmiştir. Bu tercümeyi yaptıktan sonra tekrar Kütahya’ya dönmüştür. Aynı zamanda Hacı Bayram Veli Hazretlerinin de halifesi unvanını taşıyan Şeyhî (Sinân Yûsuf) İslam dinine ve tıp ilmine önemli hizmetlerde bulunmuş bir âlimdir. Kendisi hem ilmini sürekli artırmış hem de bu alanda önemli talebeler yetiştirmiştir.