Kuran’da tanrıların ve cinlerin çağrılıp hizmet edilebileceğine dair işaretler vardır. Aslında bu sorunun en canlı örneği Hz. Süleyman (as). İslam alimleri bu konu için çeşitli açıklamalar yaptılar. Cinler İnsanlarla İletişime Geçebilir Mi?
Cinler, insanlıktan sonra insanlığın en önemli devamıdır ve insanlığın hizmetkarı olabilir. Şeytanın da insanları yoldan çıkarmak gibi bir yükümlülüğü vardır, mutlak güce sahip Allah’ın emirlerine uyan ve onları kul kılan bir kuluna kaçınılmaz olarak itaat etmek zorundadırlar.
Pek çok yöntem ve prosedür olmasına rağmen, Cinlerle temas kurmak bir rehber gerektirir ve yetkin olması gerekir. Yöntemler, ilkeler ve rehberlik olmadan hata yapmak ve ondan kurtulmak mümkündür. Bunları yapan insanlar anlam âlemini görmezden gelirler ve nerede sağlam duracaklarını bilmezlerse, o zaman kötü ruhların saldırısına uğrarlar, kendi kontrolleri altında oyuncakları olurlar. Sonuçta, cinler kimini bazen kibirle, bu insanları okşayarak ve severek iş yaptırıyor. Zamanı geldiğinde korkacak ve tehdit edilecekler, kendi etkileri altında bir yer alacaklar ve kendi kendilerine konuşmalarına izin verecekler ve onları çalıştıracaklar. Nitekim 20. yüzyılda Gulam Ahmed Kadıyanî Hindistan’da bu iblisin kurbanı oldu. Fakirizm yolunda İslam adına Hint yogizmi hareketiyle mücadele etmek istedi ama şeytanın saldırısına uğradı ve oyuncağı oldu.
Hz. Süleyman ve Cinler
Hz. Süleyman (as) cin, insanlar ve kuşlardan oluşan bir orduya sahipti ve bu ordular birlikte savaştı ve cinler onun emrinde çalıştı. Süleyman’a (a.s) yüksek ve görkemli yapılardan, heykellerden, havuzlar kadar büyük lengerlerden, sabit kazanlardan vb. İstediğini yaptığını da anlattı. Bazıları onun için binalar inşa edip dalgıçlık edenler olduklarını söyledi. Bu konular da bazı farklı şekillerde Ahd-i Atîk’te yer almaktadır. Yine Ahd-i Atîk’te kaydedilen bir başka mesajda da tapınağın yapısı Hz. Davud (as) için değil, oğlu Hz. Süleyman (as) içindir. Bu yüzden, Süleyman’a (as) verildiği için kan akmayacaktır.
Cin Nedir?
Cin sözlükte “saklı ve örtülü varoluş, görünmez şeyler” anlamına gelir. Bu, duyu organlarının algılayamadığı ve birçok şekilde alabileceği bir terimdir; ateşin yarattığı ruh, gizli ve manevidir.
Genel olarak insan kelimesinin zıttı olan cin, herhangi bir kayıtla sınırlı değilse duyu organlarında saklı olan tüm ruhsal varlıklara atıfta bulunmaktadır. Dar anlamda, “cin” kelimesi, belirli bir ruhsal varoluşu ifade eder. Çünkü görünmeyen manevi hayat üç sınıfa ayrılır: İyi melekler ve Allah’ın insanlara ilham vermek için emirlerine uymayanlar; cinler insanları aldatır ve insanı kötüleştirir, cinler hem iyiye hem de kötüye sahiptir.
Kuranı Kerimde ve sahih hadislerde cinlerden bahsedilir ve doğru düşünebilenler, bunların var olmasının imkânsız olduğunu düşünmezler. İnsanların iblisleri görememesinin nedeni ise, gözlerinin iblisleri görme yeteneğine sahip olmamasıdır.
Cinlerin Özellikleri
- Cinler azimlidir.
- Bu canlılar, hayattaki insanlar gibi bilgeliğe ve bilince sahiptir.
- Kötü insanlar, kafirler, hayırlı insanlar ve Müslümanlar var.
- Yaptıkları her şeyden sorumlu olarak hayatta kalırlar.
- Cinler doğdu, büyüdü, evlendi, çoğaldı, yaşlandı ve bir insan gibi öldü.
- Bu varlıklarla tanışabilir ve iletişim kurabilirsiniz.
- Kuran’ın birçok ayetinde insanlar cin ile birliktedir. Hatta bazı ayetler aynı meydandaki insanları ve insanları kapsar.
- Bazı iyi işler cinin görüş ve bilgisinden yararlanır.
- Yararsız, kötü veya yararsız davranışlarla bu hayatlardan yardım almak doğru değildir. Zarar görebilir ve dinde buna izin verilmez.
- Tabulardan yararlanıp onları iyilikler için kullanabilseniz de insanlar bu varlıkları sinir bozucu, falcılık, yararsız davranışlarda, boş davranışlarda, büyüler, açık insanlar ve insanları kızdıran işlerde kullanırlar. Bu tür işlerde kullanmak utanç verici olabilir.