Allah’a yapılacak istekleri konuşarak ya da yazılı halde bahseden yazılara dua denilir. İslâm’da yaratıcının üstünlüğü karşısında insanın küçüklüğünü itiraf etmesini, sevgi duyguları içinde yardım istemesi demektir. Arapça’ da kullanılma şekline göre bir insan için hayır duası ya da beddua etmek anlamlarını da taşır. Duanın öncelikli hedefi kulun tanrıya halini bahsetmesi ve Allah’a yakarmada bulunması olduğu için dua insan ile yaratıcı için bir iletişim anlamı taşır. Bunun olması için ilk olarak yaratıcının kuluna kendi varlığını bildirmesi, kul da varlığını bildiği bu üstün güç karşısında hissettiği saygı ve umut duyguları hasebiyle kendisinden daha yüce olanla iletişim ihtiyacını anlamıştır. Dua bu şekilde bir iletişim sayesinde kulun bir taraftan kendi ihtiyaç ve eksiklerinin giderilmesini, diğer taraftan daha iyiye ve güzele erişmesini hedefleyen bir iletişim aracıdır.
Kelime anlamı olarak sıçramak anlamındaki sevr sözcüğünden oluşan sure sözcüğü yüksek mertebe, şan ve şeref anlamlarına gelir. Terim anlamı ise “Kuran-ı Kerîm ayetlerinin birleştirilmesi sonucunda oluşan, Hz. Peygamber tarafından sonları belirlenen kısım” demektir. Kur’an’ın bazı kısımlarına sure denilmesi, aralarında ahenkli ya da ruhani derecesi çok fazla olan kısımlardan ortaya gelmesi ya da bunların her tanesinin Kuran’ın bir parçasını meydana getirmesi hasebiyledir. Sure sözcüğü Kuran’da dokuz tane yerde tek, bir tane yerde çoğul olarak bahsedilir. Genel görüşe göre Kuranı Kerim’de 114 sure bulunur. Sureler inanç ve ibadetlerden bahsettiği gibi, hukuki ve ahlaki konuları da bünyesinde bulundurmaktadır. Emirler, tavsiyeler, engeller ve yasaklar tek tek söylenmekte ve örneklerden bahsedilmektedir.
İslam Öncesinde Dua
Gelişmemiş kavimlerde rastlanan ortak dualar topluluğun reisi, kabilenin başı veya rahibin yalvarmalarıyla insanların eşlik etmesi biçiminde olmuştur. Kötülüklerden sakınma ve bu hayatın güzelliklerinden yararlanma içgüdüsü duanın ilkel halinin anlaşılmasında en açıklayıcı özelliktir. Hint mitolojisinde Upanişadlar’dan meydana gelen ve yoganın psikolojik tekniğinden kaynaklanan ibadetsiz bir dua çeşidi bulunur. Hinduizm’de dua inandırıcı kelimelerle gerçekleştirilir; birlikte dua sembolü bir tür besmele gibi “om” denmesidir. Budizm’de üstün yaratıcıya karşı bir miktar dua bahse konusu olmamakla birlikte Buda’ya dua etmek ve ondan ricada bulunmak geleneği yaygındır. Şintoizm’de dua, evde yaratıcılara pirinç ve pirinç şarabı ikram etmekle meydana getirilir.
İslam’da Dua
Dua kulun yaratıcıya kulluk davranışlarından önemli unsurudur ve İslâm sözlüğünde genel manada dua kelimesi, bu kavramın farklı hususlarla anlatılan birtakım görünüşlerini de ifade eden çok etraflıca bir içerik kazanmıştır. Dua eylemine birlikte kullanıldığı yapılmışlarıyla bakıldığında bu unsurun dinî önemi belirgin halde görülür. Buna göre dua insanın tanrıdan bir şey istemesi, yaratıcıyı dilemesi, Allah’tan yardım istemesi, anması babında olur. diğer bir deyişle kul, içinde bulunduğu koşulların etkisiyle bir şey için ya da yaratıcı için Allah’a entegre olmaktadır.
Duanın Önemi Nedir?
Dinimizde duanın önemi fazladır. İnsanda dinî eğilimin doğuştan olduğu inancı bazı yargılara dayandırılmaktadır. Özünde yaratıcı inancının olduğu dinî yaşam görüşünde tüm canlıların doğasında Allah’a doğru bir yönelim bulunmaktadır. Bir sürü ayette canlı veya cansız tüm canlıların tanrıyı zikir ettiği söylenmiştir. Bu ayetlerde insanın ilk amacının kulluk olduğu açıkça belirtilmiştir. Bundan insanın doğası ile tanrıya doğru bir gidiş, sokulma, iletişim ve onu tanıma isteği içinde yaratıldığı manasını çıkarmak doğrudur. Canlıların yaratılmasıyla ilgili ayetler, yaratılmadan önce kula tanrıyı yaratıcısı olarak bilme farkındalığı verilmiş olduğu biçiminde bahsedilmektedir. Dini kaynaklarda bu ayetler insanın dinî yöneliminin doğuştan olduğuna kanıt olacak niteliktedir.