Bu evrende ve öbür dünyada mutluluğu isteyen insanlar Allah’ın emir ve yasakları doğrultusunda bir kul olarak yaşamalıdır. Ayrıca inanç sahibi kullar bu dünyadan ayrılırken inançlı ve imanlı olarak ayrılmalıdır. Güzel ameller insanın bu dünyadan ayrılırken yanında götürebileceği yegane şey olarak yer almaktadır. Güzel Ameller Hataların Kefaretidir;
İnanç sahibi bir kişi mutluluğun kaynağı olan İslam dinini yaşamak için istekli olabilir. Fakat dünya hayatının verdiği aldanmalara kanarak bazen yanlışa inanma yoluna düşebilir. Bunun nedeni insanın iradeli bir canlı olmasıdır. Kişiler iradeli bir canlı olduklarından iradesini yanlıştan yana tercih edebilir ya da yanlış işlere yönelebilirler. Günaha yönelebilir ve günah olan eylemlerde bulunabilirler. İnsanın yaratılışında doğru ve yanlışa aynı ölçüde meyli bulunmaktadır. Doğruyu yanlışı insan kendi aklı ile seçmeli ve kendisini yönlendirmelidir. Doğruyu seçen kullar ahirette ödüllendirilecek ve cennet ile mükafat göreceklerdir.
Yanlış kararlarda bulunmak, alınan borcu zamanında vermemek, dedikodu yapmak, bencil davranışlarda bulunmak, görevini geciktirmek, alkol tüketmek, zinada bulunmak ve kumar oynamak gibi yanlışlar, dünyada insanların düştüğü hatalar arasında yer alır. Fakat kullar yaptıkları hataları fark eder ve düzeltmek için çaba gösterirlerse Allah bunu bilir. Kullar hatalarını telafi etmek amacı ile güzel amellere yönelebilirler. Unutulmamalıdır ki güzel ameller hataların kefaretidir ve insanlar her zaman güzel amellere yönelmelidir.
Kullar yaptıkları her hata için pişmanlık duyabilir ve bu hataları tekrarlamamak için özenle yaşayabilirler. Özenli bir şekilde yapılan hataları tekrarlamamaya çalışmak da en önemli noktalardan birisidir. Ancak daha öncesinde yapılan yanlışların sorumluluğu hala kulların üstündedir.
Kulların yaptıkları hatalar için tövbe etmeleri yapacakları ilk adım olarak yer almaktadır. Ayrıca kullar yaptıkları hatayı telafi edebilecekleri güzel ameller yapmalı ve hataların kefaretini ödemelidir. Kur’an-ı Kerim içerisinde de bu durum açıkça ifade edilmiş ve iyi amellerle telafilerin mümkün olduğu kullara müjdelenmiştir.
Güzel amellerin kötü amelleri telafi edebileceği bir ayet içerisinde net olarak inanlara bildirilmiştir. Kullar güzel amel işlediğinde sabırlı olmalı ve mükafatlandırılmayı beklemelidir. Allah kullarını mükafatlandırmayı hiçbir zaman unutmaz. Bu nedenle kullar iyilik yapmalı ve Allah’ın mükafatını beklemelidir.
Namaz kılmak, Allah’ı unutmamak, sıklıkla Allah’a el açmak, ihtiyacı olanlara sadaka vermek, Ramazan’da oruç tutmak ya da kulları başka bir şekilde mutlu edebilecek davranışlarda bulunmak güzel amellerdir. İslamiyet güzel amelleri tavsiye eder ve inananların güzel amellerde bulunmasını ister.
Ankebut Suresi Ayeti
Kur’an-ı Kerim’de yer alan Ankebut Suresi içerisinde yapılan her güzel amelin bir kefaret olabileceği yer almaktadır. Aç olanları doyurmak, ihtiyacı olanları giydirmek, Allah rızası için oruç tutmak gibi davranışlar güzel amellerdir. Bu davranışların hepsi kefaret olarak yer almaktadır.
Bu surenin yedinci ayeti içerisinde güzel amel işleyenler müjdelenmiştir. Güzel amel işleyen kulların kötülükleri, bir gece gibi örtünecektir. Bir Müslüman eğer kefaret amacı ile bir iyilik yapmak istiyor ise o konuda bir eylem yapmalıdır. Hatası hangi yönde ise o yönde bir iyilik yapmalı ve hatasını telafi etmelidir. İşlenen günahın tersi yönünde bir iyilik yapmak kefaret olarak nitelendirilecektir.
Eğer bir kimse kalp kırmış ve kötü cümleler söylemiş ise iyi cümleler söylemelidir. İyi cümleler söylenerek kefaret sağlanmalı ve insanların kalbi mutlu edilmelidir. Eğer bir kişinin maddi hakkı elinden alınmış ise o kişiye o maddiyat geri sağlanmalıdır. O kişiye her şey anlatılmalı ve af dilenmelidir. Büyük günahlar işlemekten kaçınmak da kefaret olacaktır ve insanlar ahirette ödüllendirilecektir.