Türk hafız yazar ve şair olarak ün kazanan Ali Ulvi Kurucu ,3 Mart 1922 tarihinde Konya’da doğmuştur. İlk ve orta eğitimine de Konya’da devam eden yazar bilgin hafızlığını da babasından aldığı eğitimle ikmal eden ve giderek değer kazandıran yazar, her fırsatta İslami değer ve ilmihal bilgilerine yeni ve eşsiz bir değer kazandırmayı başardı. Dönemin İslam arasındaki tutumu ve propagandacılık faaliyetleri onun peşini de bırakmadı. Babası ve amcasında din dersi alırken tam bu sırada Jandarma tarafından basıldı ve suç işlediği gerekçesi ile sorgulandı. Bu süreçte aralıksız olarak sanki yasa dışı bir faaliyet gösteriyormuş imajının çizilmesi onu çok büyük oranda rahatsız etti. Ali Ulvi Kurucu din eğitimini tamamlayabilmek ve daha huzurlu bir ortamda ilmi hayatını sürdürülebilmek için ani bir kararla Medine’ye göç etti. El Ezher üniversitesinde eğitim gören yazar ve İslami düşünür hayatının her safhasında yeni bir bilgi edinmenin merakını ve âlim olma bilincini yaşamayı bildi. Medine’ de faaliyet gösteren Evkaf dairesinin İnşat ve sicillat emini olarak bir süre görev yaptı ve azimle çalışma hayatına son hız devam etti.
Ali Ulvi Kurucu Çalışma Hayatı Eserleri ve İslami Felsefe Bakış Açısı
Ali Ulvi Kurucu; Muhamudiye kütüphanesinin yanı sıra Şeyhülüsam Arif Hikmet kütüphanesinde görev aldı. Ayrıca âlim İslam felsefesini ve çalışma hayatını Allah’ın kelamı Kuran-ı Keri, tefsir ve ilmihal çalışmaları üzerine yoğunlaştırdı. Eserlerindeki genel muhteva insan sevgisi, doğruluk, erden ve faziletli bir yaşam üzerine kuruluydu. Bu kapsamda yazar kütüphaneciliği sırasında da İslami kendine kılavuz edinerek adeta İslami fıkıh felsefesini özgün bir şekilde yorumlayarak eserlerine katmayı başardı. Her fırsatta ayağa kalmasını bilen yazar ve düşünür, Allah ‘a olan inancı ,Peygamber sünneti ve parlak mesleki kariyeri boyunca adeta eğitim karyelerine ve mesleki çalışmalarına yeni bir boyut kazandırdı. Bu sayede daha huzurlu bir şekilde eserlerinde kalem kuvveti kazanan düşünür güzel ahlak felsefesini, nefsani duygularının dışında ele alarak temel düşüncesini İslami ahlak çerçevesinde şekillendirdi.
Âlim eserlerinde ve genel hayat ideolojisinde her adımda insan sevgisi, doğal hayat ve yaratılanın Yaradan karşısındaki vazife ve tutumlarına dikkat çekmeyi de bildi. İlmihal zenginliği, akıcı üslubu ve İslami felsefesini topluma yayama düşüncesi büyük bir yankı uyandırdı. Bu sayede âlim İslam’ın en büyük savunucularından biri haline geldi. İslam terminolojisi bir hayli gelişmiş olan Ali Ulvi Kurucu ilmi yaşamı ve mesleki vizyonu boyunca topluma ışık tutan yetkin eserler meydana getirdi ve duyarlılıkla kalem gücünü İslam çerçevesinde şekillendirdi.3 Şubat 2002 yılında 80 yaşında hayata gözerini yuman âlim ve yazar Medine’de toprağa verildi. Ali Ulvi Kurucu Cennetü’l –Baki mezarlığında defnedildi ve ölümü İslam âlimleri, sahabe ve toplumun dört bir yanında büyük bir üzüntü ile karşılandı. Âlimin eserlerinden bazıları ise şu şekilde kayıtlara geçmiş:
- Gümüş Tül ve Alevler
- Gecelerin Gündüzü
- Hatıralar 4 Cilt