İslam’da bayanların yeri nedir? İslam dininin getirdiği ve gerçekleştirdiği en büyük devrimlerden biri kadına birey olarak muamele etmek, onlara gerekli değer ve önemi vermek ve kadınların bağımsız bireyler olduğunu vurgulamaktır. Kadının namus duygusunu en üst düzeye çıkaran İslam, bu konuda bir devrim getirmiştir.
Kuran’da onun bağımsız bir kişi olduğunu vurgulayan birçok ayet vardır. Kadın, bir erkek gibi bağımsız ve sorumlu bir kişi olduğu için, tüm dualar hem erkekler hem de kadınlar için gereklidir. Erkeklerden yapmaları istense de istenmese de kadınlardan aynı şeyi yapmaları istenir. Kadınlar da namaz kılmalı, oruç tutmalı, zekât ve hac yapmalı ve onlara hesap vermelidir. Erkekler gibi kadınların da kumar, alkolizm, zina ve seksten uzak durması gerekiyor. Bu nedenle bu tür dua ve yasaklar kadın ve erkek için aynıdır ve hiçbir zaman ayrımcılık yapılmayacaktır.
İslamiyet’te Kadınlar
İslam’dan önce kadınların nasıl bir durumda olduklarını ve hiçbir zaman en ufak haklara sahip olmadıklarını düşünürsek, Müslümanlar miraslarını paylaşabilir, tanıklık edebilir ve boşanma hakkına sahip olabilirler; bunun dışında ticaret hakları var ve kadınlara daha çok kıymet verilmektedir. Kadınlar, İslam’ın insanlaştırılmasına minnettardır. Elbette dinin dinden çok, kültür, kültür alışkanlıkları ve geleneklerinin hâkim olduğu coğrafi bölgelerde kadınlar bunu hak ediyor; bu değerleri ve İslam’ın kendisine verdiği değerleri görebildiğini söylemek zordur. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, hemen hemen tüm İslam ülkelerinde kadınlar ikinci sınıf insanlar olarak kabul edilmektedir.
Müslümanlar, kız ve erkek çocukları ayırma ve kızlara hakaret etme fikrini şiddetle kınadılar ve bu fikri kırmak için adeta masaya oturdular. Elbette bu konunun asıl görevi tek güce sahip olan erkektir. İslam inancından dolayı bu tür bir hayatın sadece kendisine ait olmadığını, kadının malı olmadığını da anlamıştır. İslam dininde kadının konumu; İslam’a göre bu prensibi önermiş ve açıkça ortaya koymuştur. Onun için şartların yerine getirilip getirilemeyeceği bir erkeğin ve elbette bir kadının işidir ve yaptıklarından sorumlu olacaklardır.
İslam’da Kız Çocukları
Kız denilen kişi aslında bizim müstakbel annelerimiz. Unutulmamalıdır ki kadın yoksa doğum olmaz, doğum olmazsa bu nesil gitmez. Üstelik günümüz tıbbı, bir bebeğin cinsiyetini belirleyen şeyin erkeğin spermi olduğunu açıkça göstermiştir. Yani kız çocuk sahibi olmaktan şikâyet edenler kadını suçlamaktan vazgeçmeli ve kız doğduğunda kadının belirleyici bir yanı yoktur. Cinsiyet, erkek spermi tarafından belirlenir. Bu durumda insanlar, erkek yerine kız doğurduğu için onlara kızmalı mı? Tabii ki değil. İster erkek ister kız olsun, doğan bir bebek Tanrı’nın bir lütfu ve bize bir armağandır. Onları asla erkek ya da kız gibi ayırmayın ve onlara farklı duyguyla davranmayın. İslam söz konusu olduğunda, çocukların bize karşı büyük hakları vardır ve ebeveynlerin büyük sorumlulukları vardır. Allah’tan gelmiş olanlar reddedilemez, hak ettiklerinden azını alamazlar.
Kur’an’ı Kerim’de Kadınlar
Bu düşüncelere sahip olmayan ve bir kız çocuğu doğurduğu için karısından ve çocuklarından uzak duran bir adam ciddi bir suçtur. Bir kadının kendi kendine doğuramayacağını unutmamalı.
Kadınlara hak ettiği değeri veren İslam dinine göre yaşamalıyız, kızlarımız, eşlerimiz, bizimle çalışan kadınlarımız veya toplumun her kesiminden kızlarımız ve kadınlarımız haysiyetlerini hak ediyorlar ve bu Allah’ın emridir. Elbette buradaki en büyük görev erkeklere düşüyor ve bu konuda erkekler büyük sorumluluklar taşıyor.
Elbette erkekler kadar erkek olmasa da kadınların da bu konuda mücadele etmesi, kendilerine tanınan bu haklar için çaba göstermesi ve hak ettiği değeri ıslarla alması gerekiyor.