Allah’ın yasakladığı yollarla istenilen amaca ulaşma yöntemine sihir denir.
İslam dini tarafından haramdır ve zina, Allah’a yalan söylemek gibi yedi günahtan biri olarak kabul edilir. Kur’an okumak için sihir kullananlar, ateşe düşenler vb. Bu şekilde itfaiyecilerle bir anlaşmaya vardığına inanıyorum. Bu perspektiften bakıldığında İslam, sihir yapanlara, gelecek nesillerini satanlar gibi davranır.
Sihir, İslam’ın kesinlikle yasakladığı ve reddettiği bir inanç ve süreçtir, ilkel bir anlayış ve olgudur, doğal güçlere sahip insanlar üzerinde belirli bir etkiye sahip olduğu söylenir. Tek tanrılı inançların insanların hayatından uzak olduğu bir dönemde, kitlelerin çeşitli resim yöntemlerinin yarattığı, ilkel inançlara bağlı kalan ve totem inançları yoluyla yaygın olarak yayılan sihir bir meslek haline geldi. Eski zamanlarda İran, Çin, Mezopotamya, Arap Yarımadası, Mısır ve Hindistanda bu çok yaygındır. Sihir, genellikle Allah’a iman ve sağlam düşünce zayıfladığında meydana gelen bir şeydir, ancak bazı toplumlarda insanların dini ritüellere inanması ve birçok sihirbazın ve rahibin sözleri unutulmuştur. İslam dini sihirbazları ve rahipleri, insanların basit inanç ve isteklerin dikkatlerini dağıtmasını engellemek ve onları Allah sevgisinden ve islam dininden uzaklaştırmak, böylece ilkel ve mantıksız anlayışa düşmeleri için kınamaktadır.
Bu bir yalandan, sahtekarlıktan ve aldatmacadan başka bir şey değildir. Dolandırıcıların ve ihbarcıların yardımıyla insanların gizli ve bilinmeyen yönlerini anlayan ve onlara bu gizli yönleri bildiklerini söyleyen insanlar tarafından başka bir tür sihir yapılır. Bu, insanları aldatmak, birbirlerini kızdırmak ve onları şımartmak için yapılan bir hokkabazlıktan başka bir şey değildir.
Biz Müslümanlar da imanımızı sağlam temeller üzerinde kurarak bu tarz şeyler girişmememiz gerektiğini kesinlikle bilmek zorundayız.
Kuran’ı Kerimde Büyü
Sihir, Kuran’ın birçok ayetinde bahsedilen bir kavramdır. Birçok sahih hadiste yeri vardır. Kuranın farklı yerlerinde sihir hakkında önemli bir açıklamalar vardır. Buna göre Hz. Süleyman’ın hükümdarlığından dolayı şeytan yanılgısına düşenler hata yaptılar ve kâfir oldular denilir. Bunun nedeni, insanlara öğrettikleri şeyin sihir yapanlara Harut ve Marut adlı iki meleğe gönderilmiş olmasıdır. Bu ayetin devamında, iki meleğin sadece bir imtihan için gönderildiklerini söyledikleri ve sihir öğrenip sonradan satanların öğrendikleri şeylerin karı koca arasında bir ilişki kuracağından bahsedilmektedir. Ancak Allah’ın izni olmadan kimseye zarar veremeyecekleri kuranda özellikle vurgulanmaktadır.
Hadislerde Büyü
Ehl-i sünnet alimlerinin çoğu sihrin var olduğunu ve işe yarayacağını söylüyor. Mutezile ise sihrin aslında var olmadığını, bir tür aldatma, çarpıtma ve kurnazlık olduğuna işaret etti.
Çoğu bilim adamı, sihir öğretmenin ve öğrenmenin yasak olduğuna inanır. Çünkü Kuran sihri değersizleştirir ve küfür olduğunu iddia eder. Fahreddinal-Râzî ve bazı âlimler sihir öğrenmenin faydalı olduğunu söylemişlerdir. Mucizeler ve kerametler arasındaki farkın sihri anlayarak anlaşılabileceği görüşüne dayanarak bu sonuca vardılar. Ya da sihirden muzdarip olanların büyüsünü kırmak ve ortadan kaldırmak için sihir öğrenmede yanlış bir şey yoktur.
Bu genel değerlendirmeye dayanarak sihrin var olduğu ve etkili olduğu söylenebilir. Kuran’dan ayrılan, sihir ve benzeri yöntemleri deneyimleyen, Allah’ın rahmetinden (c.c) yüz çeviren ve büyük bir günah işlemiş olur.
Büyü Nasıl Etki Eder ve Büyü Nasıl Bozulur?
Kuran’da büyülü etkileri keşfetmenin tek koşulu Allah’ın iznidir. Bu nedenle İslam’a göre kendini sihirden korumanın en iyi yolu kulluk yükümlülüğünü yerine getirmektir. Peygamberimiz (sav) ‘in dualarından “Nas, Falak ve İhlas” üç kez okunmalıdır. Ellere okunarak yüze, vücuda ve gözlere sürülmesi tavsiye edilir.
İlahiyatçılar, özellikle insanları sahte hocalar konusunda uyardıklarında, dua ve güçlü inancın sihir için iyi olduğunu her zaman vurgular.