Eski dönemlerin İslam âlimlerinden biri olarak karşımıza çıkan Ayni Bedreddin Mahmud Bin Ahmed, tarihçi ve Hanefi fıkıh âlimidir. Bir ulema ailesinden gelme olan Ayni, Gaziantep’te dünyaya gözlerini açmıştır. Gaziantep o dönemlerin adı ile kaynaklarda Ayıntab olarak geçmektedir. Ayni, bir süre babasından fıkıh okumuş ve onun yerine de kadılık yapmıştır. Babası da o dönemlerde kadılık yapmıştır. 1382 senesinde ise babası vefat etmiş ve babasının vefatı üzerine öğrenimi devam ettirmek üzere Malatya, Besni ve Kâhta’ya gitmiştir. Daha sonrasında ise ilim sahibi olan Cemal el-Malati’den ders almış ardından da Kudüs’e giderek Ala es-Sirami’den ilim dersleri almıştır. Bu dönemlerde tasavvufa karşı da oldukça yoğun ilgisi olmuştur.
Ayni Bedreddin Mahmud Bin Ahmed ve Hayatı
Ala es-Sirami hocasından ders aldığı sırada hocasıyla birlikte Kahire’ye gitmiştir. Hocası tarafından Berkukıyye Tekkesine yerleştirilmiş ve birtakım görevler verilmiştir. Hocasının vefatına kadar Ayni, bu tekkede birçok görevin başında yer almıştır. Ayni Bedreddin Mahmud Bin Ahmed’in hayatı ilim içinde öğrenerek geçmiştir. Tasavvufa merakından dolayı da yine aynı dönemlerde birçok o dönemin ileri gelen büyüklerinden dersler almıştır. Kahire’ye yerleşmesi ile birlikte yavaş yavaş ilmi konularda adından söz ettirmeye ve anılmaya başlamıştır. Bu andan itibaren de birçok önemli görevin başına getirilmiş ve oldukça başarılı olmuştur. Ayni’nin en önemli özelliklerinden bir tanesine de Türkçe biliyor olması olmuştur. Bu sayede birçok sultanla çok iyi anlaşmış ve takdirini kazanmıştır.
Ayni Bedreddin Mahmud Bin Ahmed’in Vefatı
Türkçe bilmesinden dolayı birçok eseri de Türkçe diline çevirerek okumuş ve bu özelliğinden dolayı da oldukça takdir toplamıştır. Ayni’nin fıkıh konusuyla haşır neşir olmasının yanı sıra lugat, tarih, hadis gibi konulara da ilgisi fazlasıyla olmuştur. Ayni Bedreddin Mahmud Bin Ahmed’in vefatı hakkındaki bilgilere geçecek olursak; 1449 senesinde oldukça ciddi maddi sıkıntılara düşmüş ve toparlanmakta zorlanmıştır. 1451 senesinde ise vefat ettiği kaynaklarda belirtilmektedir. Eserlerine bakacak olursak; bir kısmı Türkçe olmakla birlikte Arapça dilinde yazılan eserleri oldukça fazla olmaktadır. Umdet-ul-kari fi şerh-i Sahih-il-Buhari, Keşf-ül-lisan, El-Binaye fi şerh-il-Hidaye gibi birçok eseri bulunmaktadır.