Dâvûd-i Bağdadî bilinen diğer bir adıyla İbn-i Circis ve tam adıyla Seyyid Dâvûd bin Süleymân el-Bağdâdî tarihin önemli İslam alimlerinden biridir. Dâvûd-i Bağdadî Bağdat’ta yetişen alimlerden biri olmasıyla beraber Hanefi mezhebi içerisinde bulunan alimlerden biridir. Aynı zamanda evliyaların büyüklerinden olarak kabul edilmektedir. Bilinen tarih ile Dâvûd-i Bağdadî 1222 (m. 1807) senesinde Bağdat’ta doğmuştur. Başka kaynaklarda doğum tarihinin 1231 (m. 1816) olduğu da rivâyet edilmektedir. Tarihte bilinen ölüm tarihi ise 1299 (m. 1882) yılıdır. Vefat tarihinde ay olarak ise Ramazan-ı şerif ayının ortaları olduğu söylenmektedir. Birçok alim yetiştiği ve büyüdüğü dönemde hocaları veya yakın çevresinde bulunan başka İslam alimlerinden etkilenmiş ve bu şekilde bu yola çıkmışlardır. Dâvûd-i Bağdadî için ise bu ilk kez babasıyla arasında geçen durum ile yaşanmıştır. Babasının büyük bir İslam alimi olduğu söylenmektedir. Babasının bilgi birikiminden çocukluk yaşlarından beri oldukça etkilenmiştir. Babasının da bilgilerini ve ilmini Dâvûd-i Bağdadî ile paylaşmaktan, onu yetiştirip geliştirmekten oldukça keyif aldığı bilinmektedir.
Dâvûd-i Bağdadî Hayatı
Dâvûd-i Bağdadî’nin ilk hocası babasıdır. Alimlik konusunda ilk rivayetlerini babasından öğrenmiş ve tahsil yoluna onunla başlamıştır. Dâvûd-i Bağdadî’nin hayatı boyunca ilim öğrenmek için birçok yer değişikliği yaptığı bilinir. Bunlardan bazıları; Şam ve Musul olarak bilinmektedir. Mekke-i Mükerreme’de on yıl kadar yaşadığı bilinmektedir. Dâvûd-i Bağdadî’nin evliyalık yolunda çok yüksek mertebelere erişmesinin temel nedenlerinden biri çok kıymetli evliya ve alimlerin talebesi olarak yetişmesidir. Dâvûd-i Bağdadî’nin kendi yazdığı ve ilimlerini gelecek nesillerle beraber tüm İslam topluluğuna aktardığu birçok eseri bulunmaktadır. Bunlardan ilki El-Minhat-ül-vehbiyye fî redd-il-vehhâbiyye olarak bilinmektedir. Sonrasında Eşedd-ül-cihâd ve Risâletün fî reddi alâ Mahmûd Alûsî onu takip etmiştir. Bu üç kitap birleştirlerek Hakikat Kitabevi tarafından İstanbul’da bastırılmıştır. Hemen ardından El-Fevâid-ül-celiyye fî nazm-ir-risâlet-il-vad’ıyye, Sulh-ül-ihvân min ehl-il-Îmân, Devhat-üt-tevhîd ve Ravd-us-safâ fi-ba’dı menâkıb-i vâlid-il-Mustafâ isimli eserleri ele almıştır. Dâvûd-i Bağdadî kendisinden sonra da İslam ilmiyle uğraşacak ve alimlik yapacak nesillere kendi zihninden ve kaleminden birçok eser bırakmıştır. Günümüzde hala tahsil süresince Dâvûd-i Bağdadî’nin eserlerinden faydalanılmaktadır.
Dâvûd-i Bağdadî’nin Hocaları
İslam ilmi hocalık ve talebelik prensibini temel almış olan bir ilimdir. Herkes kendisinden sonra gelecek nesillere ilimlerini aktarmayı ve İslamiyet’i doğru kaynaklardan öğretmeyi hedeflemektedir. Bu nedenle alim kişiler hayat boyu öğrenme ve sorgulama iç güdülerine sahip olmalı, her zaman araştırmalı ve öğrenmelidirler. İslam alimi olan bir kişi ilme merakı olan ve alim olabilme potansiyelini sezdiği öğrencilerine hocalık yaparak onları geliştirebilmektedir. Hoca – talebe ilişkisi İslam tarihinde kimi zaman baba- oğul, kimi zaman dede – torun, kimi zamansa iki yabancı arasında oluşmuş ve farklı bir gönül bağı kurulmasına sebep olmuştur. Her İslam alimi gibi Dâvûd-i Bağdadî’nin hocaları da onun gelişiminde büyük rol oynamışlardır. Dâvûd-i Bağdadî’nin bilinen en büyük örneği Hâlid-i Bağdadî’dir. Hâlid-i Bağdadî zamanının en büyük evliyalarından biridir ve Dâvûd-i Bağdadî’nin de hocalığını yapmıştır. Bu sebeple Dâvûd-i Bağdadî de tıpkı hocası Hâlid-i Bağdadî gibi evliyalık ve alimlik konusunda çok büyük derecelere erişmiştir. Hâlid-i Bağdadî talebe olarak kendisine seçtiği Dâvûd-i Bağdadî’ye kendi bildiklerini öğretmenin yanı sıra hayat boyu ilim ile uğraşmasını ve okuyan, düşünen, sorgulayan bir ilim adamı olmasını öğütlemiştir.
Dâvûd-i Bağdadî’nin Eserleri
Dâvûd-i Bağdadî’nin hocaları onun gelişiminde ne kadar etkili olmuşsa o da diğer alimlerin gelişiminde o kadar etkili olmuştur. Dâvûd-i Bağdadî hayatını ilimlerini aktarmaya adamış ve bunun için en uygun çözümü yazıya dökmek olarak bulmuştur. Bu sebeple birçok eser yazmıştır. Aynı zamanda pek çok öğrenci yetiştirmiştir. Kaleme aldığı eserlerin tamamında ilim aşkını, güzel ahlakın önemini, dini hükümleri ve peygamber sünnetlerini titizlikle ele almıştır. İslam alimleri Hz. Muhammed (s.a.v) gibi bir hayat sürmeye önem verdikleri kadar onun güzel ahlakını da kendilerine kılavuz edinmektedir. Dâvûd-i Bağdadî de tıpkı kendisinden önce gelen ve sonra yetişen alimler gibi tüm eserlerinde peygamber ahlakının önemini incelikle yazmış ve nesillere rehber olması için çoğaltmıştır. Günümüzde hala Dâvûd-i Bağdadî’nin eserleri İslam ilmiyle ilgilenen alimler ve alim adayları tarafından kullanılmaktadır. Farklı ilim adamlarının görüşlerini karşılaştırarak kendilerine rehber bulmaları ve bir yol seçmeleri de kolaylaşmaktadır.