Abdullah bin Hasen el Harrani olarak bilinse de tam adı Abdullah bin Hasen bin Ahmed bin Abdullah bin Müslim el-Harrânî’dir. Ayrıca Ebû Şuayb-ı Harrânî adıyla da bilinmektedir. Hadis alanında ünlü İslam alimleri arasındadır. Hadis ve lügat alanında çalışmalar yapmıştır.
Abdullah bin Hasen el Harrani’nin Hayatı
820 yılında (hicri takvime göre 205) bugün Şanlıurfa ilimize bağlı olan Harran ilçesinde doğmuştur. el-Harrânî ismi ona Harran şehrinde doğup büyüdüğü için verilmiştir. Harranlı anlamını taşımaktadır. İlk İslam ilimi eğitimlerine doğduğu yer olan Harran’da alim dedesi Ahmed bin Ebu Şuayb ve babası Ebû Müslim ile başladı. Babasının vefatından sonra üvey babaı Yahyâ bin Abdullah-ı Bâbletî de ona eğitiminde yardımcı olmuştur. Harran’da o dönemde birçok önemli İslam alimleri bulunurdu. Abdullah bin Hasen el Harrani Bağdat’ta da eğitim görmüştür. Belirtilen tüm eğitim hayatı boyunca Ahmed bin Abdülmelik bin Vâkıd, Yahyâ bin Abdullah, Affân bin Müslim ve aile üyeleri ona hocalık etmiştir. Ayrıca kendisinin Muhammed bin Muhalled ed-Dûrî ve Ebû Bekr-i Şafiî gibi alim öğrencileri olmuştur.
Abdullah bin Hasen el Harrani 902 yılında (hicri takvime göre 290) Irak’ın Bağdat şehrinde vefat edilmiştir. Bu tarih hakkında farklı bilgiler de bulunmaktadır. Örneğin; Ahmed bin Kâmili Kâdî, Abdullah bin Hasen el Harrani’nin ölümünden sonra “295 (miladi takvime göre 907) senesinin zilhicce (hicri takvime göre yılın son ayı) ayında vefât etti. O, rivâyetinde eksiklikle itham olunmamış bir seneddi (Hadis metni)” demiştir. Bu da ölüm tarihi hakkında karışıklıklara sebep olmaktadır. Defnedildiği yer hakkında kesin bilgiler bulunamamaktadır. Abdullah bin Hasen el Harrani hadisleri benimsemiş ve yaymıştır. Bu yüzden öldükten sonra da ilminin göstergesi olarak kullanılmıştır. Önemli bir alim olduğunun göstergesi olarak Ahmed bin Kâmili Kâdî’nin sözleri gösterilebilir. Ölümünden sonra yaşanan üzüntü anlaşılabilir.
Abdullah bin Hasen el Harrani’nin Yazdığı Eserler
Üzülerek belirtmek isteriz ki eserleri günümüze yazılı olarak sadece bir eseri kalmıştır. Çünkü kendisi semâ (diğer adıyla simâ) yoluyla rivayet ve dirayet etmiştir. Semânın sözlük anlamı işitmektir. İlimde kullanılan anlamı ise hadisi işiterek – dinleyerek öğrenmektir. Hocadan hadis kitabını bizzat dinleyerek öğrenme yöntemidir. Bu yüzden Abdullah bin Hasen el Harrani çok az sayıda yazılı eser bırakmıştır. Kendisi bu eğitimi benimsemiştir. Kendisine öğrenmeye gelenlere de bu şekilde eğitim vermiştir.
Abdullah bin Hasen el Harrani’nin Hanbeli mezhebine bağlı olduğu söylenmektedir. Hanbeli mezhebi sadece Kur’an ve hadislere bağlı kalan gelenekselci bir mezheptir. Bu yüzden Abdullah bin Hasen el Harrani’nin neden böyle bir yol izlediği anlaşılmaktadır. Yazmış olduğu Cüzün minel fevâidi fil hadîs adlı eserinin Riyad Kütüphanesi’nde yer aldığı söylenmektedir.