Tasavvuf yolunda mertebe kat etmiş kişidir ve tanınmış bir kişi olan Seyyid Ali Behaeddin’in oğlu olarak 1368 yılında bugün Özbekistan’da yer alan Buhara şehrinde dünyaya gelmiştir ve esas ismi Şemseddin Muhammed’dir. Doğum yılının kesin tarihi belli değildir ancak en net kanı 1968 veya 1969’dur. Çocukluğu hakkında çok fazla bilgi bulunmuyor ancak iyi bir tahsil gördüğünü bilinmektedir. Bazı kaynaklarda soyunun on iki imamlardan birisi olan Muhammed El Mehdi’ye kadar uzandığı bilgisi yer almaktadır.
Erken yaşlarda babasını kaybetmiş ve daha sonra baba mesleği lan çömlekçiliği bir süre icra ettikten sonra hac ibadetini icra etmek üzere doğduğu topraklardan ayrılmıştır. Yaşamına birkaç yıl Medine’de kalmış daha sonra Bağdat’ta tanıştığı Seyyid Muhammed ile birlikte Anadolu’ya gelmiş ve Bursa’ya varmıştır. Bir rivayete göre ona bu yolculukta onlarla beraber bir nur yer almış ve söndüğü yerde defnedileceği bildirilmiştir. Buraya tam olarak ne zaman geldiği kesin değil ancak Yıldırım Bayezid zamanında geldiği sanılmaktadır. Bursa’nın bugün merkezi yerlerinden biri olan Gökdere yakınlarındaki bir mağaraya yerleştiğine dair rivayetler vardır. Zamanla tüm Bursa tarafından tanınmış ve saygı görmeye başlamış ve Emir Sultan adıyla anılmaya başlamıştır. Molla Yegân ve Alî Rumî gibi dönemin meşhur alimleriyle yakın ilişkiler kurduğu bilinir. Manevi kurtuluş için zahir ilimleri üzerine kendini geliştirmiş, bir icazetname yazmış ve Miftahu’l-gayb’ı istinsah etmiştir.
Emir Sultanın Evliliği
Evliliği hakkında çeşitli farklı rivayetler bulunur. Bunlardan birisi, Sultanın seferdeyken kızının onu rüyasında görerek hayra yorması ve kendisiyle öğrenmesi, bunu öğrenen Bayezid’in kendisini öldürmek üzere kırk asker göndermiş olması ve askerlerin kadide dönüşmesidir. Daha sonra Molla Fenari durumdan haber olarak kendisinin peygamber soyundan gelen bir zat olduğunu ve kızıyla evlenmesinden dolayı bahtiyar olması gerektiğini söylemiş ve onu öldürtmek üzere gönderdiği askerlerin bir kadit olduğunu yazdığı mektup yer alır. Ancak gerçekliği hakkında bir kesinlik yoktur. Başka bir rivayet padişahın kendi kızını Emir Sultan’la kendi rızasıyla evlendirmiş olduğudur.
Timur-Bayezid Savaşı
Asya’dan Anadolu’ya gelen Timur’un elçilerini öldürmemesi için zamanın büyükleri ve Emir Sultan araya girmiş ve buna engel olmuştur. Ankara’da geçekleşen savaştan sonra Timur’un karşısına çıkarılan alimlerden birisi olmuş ve daha sonra Kütahya’da serbest bırakılmış ve Bursa’ya geri dönmüştür. Bayezid’in Timur’a esir düşmesinden sonra tahtın varisi olan II. Murad ve Bayezid’in kardeşi Mustafa Çelebi mücadelesinde II. Murad’dan yana tavır almış ve Bursa’ya sefere gelen Mustafa Çelebi’ye karşı koymak üzere II. Murad’a manevi bir güç vermiş olduğu rivayet edilir.
Emir Sultan Hakkında Bilinmeyenler
1422 yılında yapılan İstanbul kuşatmasında yer almış, kendisiyle beraber yer alan yaklaşık 500 dervişin önderliğini yaptığı ve kılıç kuşandığı Bizans tarihçisi Kananoc tarafından kaleme alınmıştır.
Ne zaman öldüğü kesin değildir ancak 1429 yılı olduğu tahmin edilmektedir. Çeşitli kaynaklarda Bursa’da baş gösteren bir veba sonucunda öldüğü düşünülmektedir. Cenaze namazı Hacı Bayram-ı Veli’nin imamlık ettiği bir törenle defnedilmiştir. I. Murad ve II. Murad’ın olduğu gibi, kendilerinden sonra gelen Osmanlı padişahları da ona saygı göstermeye devam etmiş ve Bursa’yı ziyaretleri sırasında türbesini ziyaret etmiştir.