741 yılında Basra’da doğmuş, ailesi köklü bir hanedana bağlı olan bir dil bilimcidir. Ailesine Asmaiar denilirdi ve bunun sebebi bilim ve ilim konularıyla ilgilenmeleridir. Asıl ismi Ebû Saîd Abdülmelik Bin Kureyb el-Asmaî el-Bâhilî’dir ve dedelerinden aldıkları nisbetten sonra Esmai olmuştur. Küçük yaşta iyi bir eğitim görmeye başladı, dönemin en iyi okullardan birisi olan Basra Okulu’nda Abü Amr Bin, İsa Bin Ömer, Halil Bin Ahmed gibi tanınmış alimlerden dil tahsili gördü. Kendi döneminin en ileri bilim eğitimlerini ve çeşitli dillerini öğrendi. Bedeviler arasında Arap dilleri ve şiirleri arasında araştırma yaptı, onlarla yaşadı, seyahat etti ve dil öğrenme konusunda güçlü hafızası ona çok yardımcı oldu.
Esmai ve Edebi Çalışmaları
Dil bilimcisi olarak bilinen Esmai’nin araştırmaları sadece filoloji üzerine değil, Arap ırkının kökeni, topoğrafyası gibi çeşitli konular üzerine oldu ve kendisinden gelecek öğrencileri için de çok değerli kaynaklar bıraktı. Çok genç yaşta bir ün sahibi oldu ve daha sonra namı sınırları aşan pek çok kişi onun öğrencisi olmuştur. Zamanla herkes tarafından tanındı ve ünü zamanın halifelerinden olan Harunnürreşit’e kadar ulaşınca kendisine büyük bir ilgi gösterdi ve huzuruna çağırtarak veliahtlara yetiştiricilik görevi üstlendi. Halife vefat edince kendisi Basra’ya geri dönme kararı aldı ve madden varlıklı birisi olmasına karşın yoksul ve sade bir hayat sürmeyi tercih etti. Burada bulunduğu sırada başka bir halife olan Me’mün tarafından tekrar davet edildi ancak sağlık durumu buna elverişli değildi ve ve davete cevap vermedi. Basra’da vefat ettiği kesin olarak bilinmekle birlikte, ölüm tarihi kesin olarak bilinmemekte ancak 210 ve 217 tarihleri arasında öldüğüne dair çeşitli söylemler var.
Günümüzde Arap dilinin bugünkü hale gelebilmesinde büyük bir yer sahibidir. Günümüze kadar onlarca eser kaleme almıştır ve neredeyse hepsi günümüze kadar ulaşmıştır. Bunlardan en bilinenlerinden bazıları Târîḫu’l-ʿArab ḳable’l-İslâm, Kitâbü’l-Ezdâd ve Kitâbü’l-Vuhûş çoğaltılmıştır.
Esmai ve Hadisler
Önde gelen hadis otoriteleri tarafından hadisler tarafından yanlışa yol açacak herhangi bir yorumda bulunmamasından ötürü güvenilir olarak nitelendirilmiştir. İslam kitabını kendi reylerine göre yorumlamamıştır. Bu davranışlarından ötürü kendisine saki denilmiştir.