Fâtıma-i Nişâbûriyye Kimdir? Eserleri ve Hayatı

Tarihe hanım velilerden biri olarak geçen Fâtıma-i Nişâbûriyye, Nişabur’da eğitim görmüştür. Horasanlı olduğu bilinmektedir. Ancak bir süre Mekke’de yaşamıştır.

Büyük evliyalardan olan Bayezid-i Bistami’den iltifat ve övgüler almıştır. Veli bir hatun olduğunu söylemiş, herkese anlatmıştır. Sezgilerinin güçlü olduğunu belirtmiştir. Anılarından da bahsetmiştir. Herhangi bir konu hakkında bilgilendirme yapacağında Nişâbûriyye Hatun’un önceden hissettiğini söylemiştir.

Tek bahseden Bayezid-i Bistami değildir. Dönemin bilginlerinden olan Zünnun-i Mısri hazretleri de övgüler yağdırmıştır. Birçok konuda sorular sormuş, kararsız olduğu konularda danışmıştır. Bazı zamanlarda nasihatlerini dinlemiştir. Zünnun-i Mısri hazretleri Fâtıma-i Nişâbûriyye hakkında birçok şey söylemiştir. Kuran’ı anlamak için dikkatli incelediğinden ve dikkatli çalıştığından bahsetmiştir. Öğrendiklerini başkalarına etkileyici bir şekilde anlatarak, dinleyenleri kendisine hayran bıraktığını anlatmıştır. Sorduğu soruları ve Fâtıma-i Nişâbûriyye’nin verdiği cevapları sürekli dillendirmiştir.

Fatıma-i Nişaburiyye’nin Yaşamı

Fâtıma-i Nişâbûriyye, daha iyi eğitim almak için Mekke’ye taşınmıştır. Ardından Kudüs’te bulunan Beyt-i Makdise’ye gelmiştir. Burada birçok kişi, kendisinden nasihat istemiştir. O da ilk olarak doğruluktan ayrılmamak gerektiğini tavsiye etmiştir. Nefse uymamak gerektiğini, işlere haramı bulaştırmamak gerektiğini söylemiştir.

Dönemin düşünürleri sorulduğunda onlara destek vermiştir. Bir derya gibi olduklarını, onlardan faydalanmak gerektiğini savunmuştur. Bu insanlardan ne kadar faydalanılırsa o kadar fayda olacağını, insanın kendini kurtaracağını belirtmiştir.

Nişâbûriyye, Allah’a aşık bir hatundur. Ayrıca Hz. Muhammed (sav)’e karşı derin bir sevgi beslemiştir. Kur’an-ı Kerim’in izinden gitmiştir. Bu yüzden evliyalardan biri olarak kabul edilmiştir.

Fatıma-i Nişaburiyye’nin Ölümü

Allah aşkıyla yanıp tutuşan Fâtıma-i Nişâbûriyye, Allah ve peygamberinin ismi geçince heyecanlanırdı. Gözleri dolar ve kalbi hızlı atardı. Bir nevi kendini kaybederdi. Bir gün umreye giderken yolda yine Allah’ın konusu geçmiştir. Anlatılanlar karşısında dayanamamış ve vefat etmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir