Hacı Abdullah Kimdir? Nasıl Bir Âlimdir?

Meşhur evliyalardan olarak bilinen Hacı Abdullah, Hacı Halife olarak bilinmektedir. Memleketi Kastamonu olan âlimin orada İslami fıkıh ve tefsir ilim çalışmalarına son hız devam ettiği gözlenmektedir.  Zahir ilimleri ilde bir süre ilgilenen âlim,  zamanla Fakih Şeyh Tacüddin İbrahim bin Bahsi ile sohbet ede ede tasavvufî ilim derecesinde ulvi noktalara eriştiği gözlenmektedir.  Hocasından icazet almayı başaran âlim onun vefatından sonra yetine geçerek İslami ilimleri daha yakından takip etti. Bu sayede topluma İslami fıkıh temelindeki tefsir konuları ve fikirlerini yayma düşüncesi daha da öncelik kazanmış oldu.

İlmi  marifetleri noktasında  son  derece  gelişmiş  bur şekilde  hayatına  devam  eden  alim, mütevazı  ve alçak gönüllü  bir  veli   olarak   günülerde  adeta  taht kurdu .Güzel huylu olan alimin yüzünden  nasıl  bir  salih  ve faziletli  bir derviş  olduğu  okunuyordu.  Uzlet ve keramet sahibi olarak talebelerine nefisten uzak durmanın ne kadar ulvi derecede olduğunu söyleyen âlim, ibadetlerine dikkat ederek ve güzel ahlâk bilincine vararak halis bir kul olarak hayatına devam etti.  Hayır ve keramet sahibi olarak daima ezilmişlerin, yoksulların ve düşkünlerin yakında ve yakınında olan veli, fakir ve Salihlerin de terbiyecisi olarak ün kazanmıştır.

Hacı Abdullah İslami İlim Çerçevesi ve Güzel Ahlak Bilinci

Mütebessim ağzı hürmet sahibi manevi coşkusu ve her dem tebessüm eden haleti ruhiyesi ile Hacı Abdullah,  tasavvuf ilmini en iyi şekilde temsil eden zatlardandı.  İri ve heybetli yapısı, güvenilir yönü ve cemali yüzü ile şefkatli ve yardımsever bir âlim olarak akıllarda yer edinmiştir.  Tasavvuf yolunda erişilmez boyutta hizmetler yayan daima İslam’a hayatını adayan âlim halka kavuşmanın irşat eksenindeki önemi ve rolü ile akıllarda yer edinmesini de bilmiştir.  Cennet ehlinin sünnet-i  seniyeler   varisi altında  nefis  ten uzak  kalarak ancak  imanlı bir hayatla   kazanılacağına  alim   her devirde   dikkat  çekmiştir. Küfür ehlinden her kim uzak durursa cennete yaklaşacağını ihtiva eden âlim talebelerine İslami fıkıh ilimleri bakımından son derece faydalı olan ilimleri tavsiye etmektedir.  Hafız olarak Kuran-ı kerimi ezbere okuma becerisine ve zekâsına sahip olan âlim, hıfzı olarak ta olabildiğince faydalı ve bilinçli bir şekilde özellikle topluma faydalı olamaya devam etmiştir.

Kudret sahibinin sadece Allah olduğuna her fırsatta değinen alim bu hususta oldukça  duyarlı  bir  şekilde  hareket  ederek   çevresindeki  İslam  severlere İslamin sönmeyen nurundan  eser ve düşünce  iklimi sunmuştur. Alanında ilgi odağı hâline gelmiş ve fıkıh âlimi olarak oldukça başarılı bir İslami âlim olma mazharına kavuşmuş olan her bilgin zamanla topluma daha bilinçli bir şekilde fıkıh ilmini tanıtma imkânı yakaladı. Bu hususta Hacı Abdullah ta aynı yoldan yürüdü ve   attığı her adımda  Allah kelamını düşünerek  peygamber   sünnetine sarılarak   hareket etti. Âlim bu sayede talebelerine de irşad ekseni etrafında faydalı pek çok tefsir ilim kudreti sundu. Haci Abdullah, en başta güzel ahlak prensibinin yanı sıra güzele dair, duygu, düşünce, tefsir ilimi ve İslami ilimler sisteminin  en büyük  temsilcisi olarak iz bırakmıştır. Ayrıca âlim; dönemin, yüzünden Said nur ifadesi hiç silinmeyen bilginlerinin en faziletli olanlarından birisi olarak ilmi becerisini kanıtlayan İslam velilerindendir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir