11.yüzyılda Gazne’de doğduğu varsayılan Hücviri, aslen Hindistan veya İran asıllıdır faka ailesinin Gazne vilayetine ne zaman yerleştiği bilinmemektedir. Yaşadığı yıllar boyunca farklı lakapları kullanmış olsa da Hücviri lakabıyla herkesin aklında kalmıştır. Buna rağmen bu lakabın nereden ve nasıl geldiği halen bilinmemektedir.
Hücviri, Gazne vilayetinde konakladığı yıllarda babası olan Şeyh Osman’dan ilk ilmini almıştır. Babasından dini bilgileri öğrenmiş, dini bilgilerinin temelini atmıştır. Sonrasında ise çeşitli alimlerden ders almaya başlamıştır. Bir dönem bu derslere ara vererek seyyahlığa başlamıştır. Keşfü’l Mahcub isimli eserinde belirttiğine göre Türkistan, Suriye, Hindistan, Huzistan, Cürcan, Maveraünnehir, Irak, Azerbaycan ve Kazvin diyarlarını gezmiştir. Gezdiklerini ve gördüklerini detaylı olarak anlattığı eserinde ne yazık ki tarih bulunmamaktadır. Hücviri seyahatleri sırasında bu diyarlarda yaşayan pek çok sufi, alim ve diğer ilim adamlarıyla tanışma; onların sohbet ortamlarında var olma şansını bulmuştur. Ziyaret ettiği mekanlarda dönemin en ünlü ilim adamlarıyla tanışma fırsatını bulmuş ve hatta bir dönem sufi büyüklerden etkilenerek tasavvufa merak salmıştır. Hücviri’nin hayatı genel olarak yollarda geçmiştir.
Hücviri ayrıca kitabında hangi vilayetlere ne maksatla gittiğini, oralarda kimlerle tanıştığını da anlatmaktadır. Yine eserinden anlaşıldığı kadarıyla Hücviri, Gaznelilerin hakimiyet sürdüğü topraklarda konaklamayı tercih etmiştir. Nerede Gaznelilerin nüfusu azalsa, Hücviri de onlarla birlikte göç etmiştir. Böylelikle söylenebilir ki Hücviri, Ortadoğu ve Asya coğrafyasında pek çok yerleşim yerinde bulunmuştur. Hatta öyle ki Gazneli Mahmut’un konseyinde bulunma şansını yakalamış, bu konsey sırasında Hintli bir kişiyle girdiği münakaşadan galip çıkmıştır.
Hücviri’nin Son Yılları
Hücviri’nin son yılları mürşidi olduğu El-Hutteli’nin vasiyetini uygulayarak geçmiştir. El Hutteli, Hindistan’ın Lahor bölgesinde bir mescid inşa etmesini ve burada Hintlilere İslam’ı alatıp, Hindistanlıları Müslüman olmaya davet etmesini istemiştir. Hücviri de yanına aldığı 2 ilim adamıyla birlikte bunu ömrü yettiğince gerçekleştirmiştir.
Hücviri, 1072 senesinde Lahor’da vefat etmiştir. Cenazesi ise inşa ettiği mescide gömülmüştür.