Abdülaziz bin Yahya el Kınani önemli İslam âlimlerinden olan ve Şafii mezhebinin kurucusu olan İmam Şafii’nin yetiştirdiği talebeler arasındadır. İslam dünyasında önemli kelam âlimleri arasında yer alır. Gül lakabı ile anılır. Doğduğu tarih kesin olarak bilinmemekle birlikte tahmini olarak miladi 800’lü yıllarda yaşamıştır. Devrinin önemli âlimlerinden dersler almış ve pek çok âlimden rivayetlerde bulunmuştur. Lakabının Gül olmasının sebebi Gulyabaniden gelir. Fiziki görünümü çok fazla gösterişli olmaması nedeni ile bu lakabı almıştır. Halife Mem’un’un huzuruna çıktığı bir gün Halifenin yanında bulunan Ebu İshak Abdülaziz bin Yahya el Kınani’yi görünce gülmüştür. Bunun üzerine büyük âlim Hazreti Yusuf’un güzelliğinden dolayı Peygamber seçilmediğini belirtmiştir. Verdiği cevap ise Halife Mem’un’un beğenisini kazanmıştır.
İmam-ı Şafi ile Geçirdiği Dönem
Abdülaziz bin Yahya el Kınani’nin en önemli devri İmam-ı Şafi ile geçirdiği dönem olduğu pek çok ilim adamının görüş birliğinde olduğu bir husustur. Memleketi Mekke’den Yemen’e ilim öğrenmek için giden Kınani Yemen’e gittiği dönemde birçok âlim ’in yanı sıra İmam-ı Şafii’den ders almıştır. Kabiliyeti ve hocasının oldukça bilgili olması neticesinde devrinin önemli âlimleri arasında yer almıştır. Aldığı ilim neticesinde eserlerini yazan Kınani fıkıh konusunda önemli bilgilere eserlerinde yer vermiştir. Yemen’de aldığı eğitim sonrasında Mekke’ye dönen Kınani burada uzun bir müddet kalmıştır. Ancak daha sonrasında halk’ul Kur’an olayı ile buradaki kimselerle görüş ayrılığına düşmüş ve Mekke’den ayrılarak Bağdat’a gitmiştir.
Abdülaziz bin Yahya Dönemindeki Görüş Ayrılıkları
Abdülaziz bin Yahya dönemindeki görüş ayrılıkları ekseriyetle ehli sünnet âlimlerine karşı olmuştur. Abdülaziz bin Yahya görüşlerini açıkça dile getirerek resmi olarak Abbasiler devrinde kabul edilmiş olan görüşleri reddetmiştir. Bağdat’a gittiği dönemde açık bir şekilde şehrin merkezi camiinde görüşlerini halka hitap ederek dile getirmiştir. Bu hitap üzerine halife taraftarları tarafından halifenin huzuruna çıkarılmıştır. Halifenin huzurunda ise bir münazara yapılarak ehli sünnet karşıtları ile görüş ayrılıklarının konuşulmasını istediğini belirtmiştir. Devrin önemli Mutezile âlimlerinden olan Bişr b. Gıyas ile münazara yapan Abdülaziz bin Yahya yaptığı bu münazarayı eserinde anlatmıştır. Kitabü’l Hayde eserinde tüm görüşleri dile getirerek fikirlerini yazan Abdülaziz bin Yahya’nın eseri kaynak niteliğindedir. Eser ilk olarak bir dergi şeklinde basılmakla birlikte sonrasında kitaba çevrilmiştir. Abdülaziz bin Yahya dönemindeki görüş ayrılıkları bu münazara ile tüm dünyada duyulmuş ve ehli sünnet tarafında olup bu görüşlerini savunması başarılı sonuçlar doğurmuştur. Yapılan münazarada başarı elde etmesi neticesinde pek çok kişinin isteği üzerine münazara görüşleri derlenmiş kitap haline getirilmiştir. Bişr bin Gıyas münazaradaki görüşlerin Abdülaziz bin Yahya tarafından yayılması neticesinde halifeyi kışkırtarak âlime karşı bir muhalefet gelişmiştir. Halife Abdülaziz bin Yahya’yı huzuruna çağırıp azarlamış ve görüşlerini yaymaması konusunda telkinlerde bulunmuştur. Abdülaziz bin Yahya ise bunun üzerine halife ile uzun görüşmeler yapmış ve sonrasında halifenin huzurunda Bişr bin Gıyas ile yüzleşerek affedilmiştir.