Abdullah-ı Dehlevî, Gulâmu Ali ya da Abdillatîf ed-Dihlevî olarak bilinse de gerçek ismi Abdullāh bin Abdillatîf ed-Dihlevî en-Nakşibendî’dir. Hindistan’ın bilinen İslam alimleri arasındadır ve ilmi dünyaya yayılmıştır. Nakşibendîliğin Müceddidiyyei Dihleviyye bölümünün kurucusudur.
Abdullah-ı Dehlevî’nin Hayatı
Abdullah-ı Dehlevî hayatı Hindistan’ın Pencap eyaletinde başlamıştır. 1743 yılında (hicri takvime göre 1156) dünyaya gelmiştir. Babası rüyasında Hz. Ali’yi gördüğü için büyüme çağında Gulâmu Ali adıyla anılmıştır. Daha sonra Abdullah-ı Dehlevî’nin rüyasında Peygamber efendimizi görmesi üzerine ismine Abdullah’ı da eklemiştir. Dini ilim eğitimine küçük yaşta başlamıştır ve Delhi’ye taşınmıştır ve Abdülazîz ed-Dihlevî’den okumalar yapmıştır. Kısa sürede fıkıh ve hadis üzerine büyük bir ilerleme kaydetti. Kur’an-ı Kerim’i 1 ay gibi bir kısa sürede okuduğu ve ezberlediği söylenmektedir.
Nakşibendî şeyhi Mazhar Cân-ı Cânân’a 22 yıl boyunca hizmet ediyor. Şeyh bir Şiî tarafından öldürüldü ve Abdullah-ı Dehlevî onun yerine şeyh oldu. Dönemin en ünlü İslam alimleri arasındaki yerini aldı. Anadolu, Irak, Horasan, Hicaz ve Suriye’den muridleri ziyaretine gitti. Mevlânâ Hâlid el-Bağdâdî rüyasında Peygamber hazretlerini gördükten sonra gidip şeyhin muridleri arasına katılmıştır.
Silsile-i Sadat (Büyük Âlim) üyelerinden biridir. Temsilcileri Buhara, Bağdat, Medine ve Türkiye’ye gitti. Türkiye’ye gönderilen temsilcisinin ismi Hâlid Bağdâdî’dir. Abdullah-ı Dehlevî 1824 yılında vefat etmiştir ve Delhi’ye defnedilmiştir.
Abdullah-ı Dehlevî’nin Yazdığı Eserler
Abdullah-ı Dehlevî eserleri arasında şunlar bulunmaktadır:
- Edah-i Tarikat
- Ahval-i Buzurgaan
- Risalah dar Tarikah Ba’yat va Azkar
- Risalah dar Tarikah Nakşibend
- Risalah Sitri Chand dar Ahwal-i-Shah-i-Nakşibend
- Risalah-i Azkar
- Risalah-i-Murakbat
- Risalah dar Aitarazat Şeyh Abdulhakbar Hazret Mujaddid
- Risalah Mashgooliyah
- Sulook Raqia Nakşibendia
- Makateeb Şerife: Mektup koleksiyonu
- Kamalat-i Mazhariya
- Malfoozat-i- Şerife
“Delhi Camii şerefesinde aç ve uykusuz olarak Allah’ı zikretmek ile meşgul olurdum. Çok acıkırsam ya da susarsam camideki havuzdan biraz su içerdim. Her gün Kur’ân-ı Kerim’den on cüz okurdum. Ve gün boyunca on bin kere; La ilahe illallah derdim. Kalp ile söylerdim. İşte bu şekilde devam ettim ve huzur ile kalbim çok kuvvetlendi, caminin içerisinin nur ile dolu olduğunu görürdüm. Nereye dönsem orası nur ile dolardı. Gittiğim bir yerde bir azîzin mezarının yanından geçsem beni bırakmazdı kendisine geri çekerdi. Dönerdim, o büyüğe saygıdan gereğini yerine getirirdim.”
Zenginlikten kaçınır, dedikodu sevmez ve herkese iyilik yapardı. Tüm muridleri onun ilminin kuvvetinden ve mütevaziliğinden bahsederdi. Bu yüzden tüm Nakşibendi tarikatı onu sevdi ve dünya üzerinde ünü yayıldı. Ortadoğu ülkelerinde bile muridleri oldu.
Silsile-i Sadat
Peygamber hazretlerinden kendisinden sonra hadislerinin dağıtılması ve haber vermesi için seçtiği Evliyalardır. Nakşibendilik tarikatı ve kollarına ait kişilerden oluşmaktadır. Her kolun farklı üyeleri bulunmakatdır. Sadece ilk sıradaki Peygamber hazretleri değişmemektedir. 1957 yılına kadar kullanılan bir sistemdi. Abdullah-ı Dehlevî de bu evliyalardan biriydi.