Ahmed Derdırı, Mâlikî mezhebi fıkıh âlimi ve Halvetiyye büyüklerinden biri olarak kayıtlarda yer alır. Gerçek ismi ise, Ahmed bin Muhammed bin Ahmed bin Ebî Hamid Advî Halvetî şeklindedir. Künye adı ise Ebü’l-Berakat olarak yer alır. Fakat dedesinin mensubu olduğu, kabileden dolayı lakabı Derdırı olarak ünlenmiştir. Derdırı, Mısır’da 1715 yılında dünyaya gelmiştir. Derdırı, Kahire’de 1786 yılında ise vefat etmiştir.
Daha küçük yaşlardan itibaren ilime olan merakı artmıştır. Ezher adlı Camide ise İlim tahsili almıştır. Döneminin en büyük din âlimlerinden dersler aldığı ifade edilir. Her bir hocadan farklı bir ilim dersi almıştır. Dönemin önde gelen âlimlerinden ilim konusunda dersler almış ve kendini her geçen gün ilim dallarında geliştirmiştir.
Hocaları ve dersler arasında ise bağlılığı daha çok, Şeyh Hafnavi ile Şeyh Sadi’ye olduğu belirtilir. Aldığı eğitim sonrası ise ilimde üstün bir dereceye yükselmeyi başarmıştır. Şeyh Hafnavi’den tasavvuf ilmini öğrenen Derdırı, Halvetiyye yolunda da bu yöndeki edepleri öğrenmiştir. Hocalarının her birinden ise aldığı ders niteliğinde, diplomalar almıştır. Aynı zamanda aldığı eğitimler neticesinde, hocaları hayatta iken fetva vermeye de başlamıştır. Aldığı eğitimler ve yorumları ile Ahmed Derdırı, verdiği fetvalar ile insanlara İslam dinini anlatmayı amaçlamıştır.
Ahmed Derdırı Hayatı ve Eserleri
Ahmed Derdırı, din alanında kuvvetli bir iman sahibi olarak bilinir. Çevresi tarafından her zaman sevilmiş ve güzel ahlakı ile anılmıştır. İnsanlara, Allahü tealanın emirlerini anlatmayı borç bilmiş ve fetvaları ile dile getirmiştir. İki dünya da saadet bulmak için; onun emirlerini yapmayı ve yasak ettiklerinden kaçınmayı ifade etmiştir. Her zaman doğruyu ifade eden Derdırı, başkalarının kınamasından da çekinmemiştir. Hayatı boyunca aynı zamanda, yoksul ailelere de yardımlarda bulunmuştur. İyilik ve yardımseverliği ile bilinen bir din âlimi olmayı başarmıştır. Ayrıca büyük bir dergâh yaptırmıştır. Derdırı, dergâhı Sultanın ona gönderdiği hediyeler ile yaptırdığı belirtilir.
Magrib Sultânı Mevla ye Muhammed genel olarak; âlimlere, ilim yuvalarına yardımlarda bulunurmuş. Bunun üzerine, 1784 yılında da Ahmed Derdırı’ye de hediye gönderir. Sultanın oğlu ise, hac dönüşünde, bir süre Mısır’da kalır. Fakat yanında parası kalmadığı için, babasının gönderdiği yardım paralarını kullanılır. Mısırda yayılan bu haber sonrası ise, halk Derdırı’ye de durumu bildirmişlerdir. Derdırı ise ise, Sultanın oğlunun onlardan daha fazla paraya muhtaç olduğunu ifade etmiş ve kendilerine ayrıların parayı da ona vermeyi teklif etmiştir.
Ahmed Derdırı eserleri konusuna baktığımızda ise birden fazla eseri olduğunu kaynaklarda görmekteyiz.
- Gözümüze ilk çarpan eseri Et-Teveccüh-Ül-Esma adlı eseri olmaktadır.
- El-Harıdet-Ül-Behiyye
- Risâle fı Müteşabihat-i Ayat-il-Kuran
- Risale fil Meanı vel-Beyan
- Şerhu Adab-il-Bahs
- Şerhu Risalet-üt-Tevhıd min Kelami Demirtaş
- Şerhu Risalet-ül-Kadı Abdullah Tatar fil-Ayat-il-Kuraniyye gibi daha birçok eseri kaynaklarda yerini almıştır.