El Naki (Temiz, Pak) olarak tanınan Ali Naki Medine Şehri Surya’da doğmuştur. Abbas Oğullarından mütevekkil olan halife anlayışı ve Musntasar ,Mustain ve Mutezzin yönetimi devresinde ün kazanan dönemin en bilgili ve İslam tefsiri bakımından oldukça gelişmiş bilginlerindendir. 829 yılında doğan âlim, diğer bütün İslam bilgini âlim gibi Allah Hakk Muhammed yolunda yürümüş, hayatını islama adamıştır. İlim ve irfan çevresinde şekillendirdikleri İslam çerçevesinde giderek daha çok başarı gösteren ender âlimlerden olmayı başarmıştır. İnsan sevgisi, adalet anlayışı, güzel ahlak felsefesini hakkıyla yerine getiren âlim, İslam’ın büyük önderliğini yapan son derece ileri seviyede faaliyet gösteren âlimlerden olmayı başarmıştır. İnsan onuru, şerefi ve her türlü insan olmanın gerektirdiği güzel ahlak prensibi onun gözünde topluma yayılması öngörülen eşsiz nitelikteki faziletlerdir.
Ali Naki Din Felsefesi ve Topluma Kazandırdığı İslami Tefsir Faziletleri
Dönemin saltanat düşkünleri, nefsani hilafetleri ve her türlü zorbacılığın hüküm sürdüğü bir anda ortaya çıkan Ali Naki tüm insanlığa barışı ve sevgi olgusunu getirmeyi bilmiştir. Alim, her adımda İslam felsefesini bir adım ileriye taşımayı , sevgi anlayışını toplumun her tabakasına İslam bakış açısı ile aşılamayı bilmiştir. Dönemin saltanat sahiplerinden olan Abbasi halifesi bir âlimi sarayına çağırmış, emrederek yanına getirtmiştir. Aslından halifenin yapmak istediği Ali Naki’yi küçük düşürmektir. Zorla saraya çağrılan âlime aynı derecede ve zorlukla içki içirmek istenmiş, Ali Naki asla bunu kabul etmemiştir. Bunu gören hilafetin oğlu edinilene bilgilere göre âlimin içeceğinin içine zehir katarak onu zehirlemiş ve şehit etmiştir. Sadece bu kıssadan da anlaşılacağı üzere Ali Naki hak yolunda ilerleyen, Allah’ın emir ve yasaklarını gözeten helal haram anlayışını hayatına empoze eden İslam felsefesi temelli bir bilgindir.
Konuşmalında, eserlerinde ve her türlü İslam felsefesinde nefsani duygulardan uzak olmayı kendine kılavuz edinmeyi başaran Ali Naki hayatına ve çevresine manevi huzur nakşettiren ulvi nitelikli bir bilgin olarak kendini tanıtmayı başarmıştır. Ali Naki, Hilafetin ve hükümdarların sunduğu, içki gibi İslam’ın en baştan reddettiği içeceği içmeyerek nefsine zincir vurmayı başarmıştır. Âlimin bu anlayış ve tavrı tüm insanlığa ibret olacak niteliktedir. Abbasî Halifesi zamanındaki dönemin İslam karşıtlarına, zevk, sefa, zorbacılık gibi daha pek çok olumsuz özeliğine karşı Ali Naki İslam’ın tüm şefkatli ve bağışlayıcı kapılarını göstermiş, adeta topluma ışık olmayı başarmış yol gösterici âlimlerden olmayı da bilmiştir. Ali Naki 868 yılında vefat etmiştir. Ali Naki; hayatını İslam’a adayan ulvi güzelliklerle donatılmış olan haksızlıklar karşısında duran âlim olma sıfatını sürdürmektedir.