13.Yüzyılda yaşamış olan Muhammed Celaleddin-Rumi’nin babası olarak karşımıza çıkan Bahaeddin Veled, çok büyük bilginlerden birisi olmaktadır. Sultan-Ulema adıyla da tanınan ve anılan Veled’in hayatı hakkındaki bilgiler çok net olmamakla birlikte bazı kaynaklara göre rivayete dayandığı söylenmektedir. Babasını daha çok küçükken kaybetmiş olmakla birlikte eğitimi konusunda da yeterli kaynak bulunmamaktadır. Kendi döneminin büyük bilginlerinden olduğunu bildiğimiz için zamanında öğrenim görmüş olduğunu tahmin edebiliriz. Çok küçük yaşlardan itibaren zikir ile ilgilendiği, tasavvufa karşı da yoğun bir ilgisi olduğu söylenmektedir. Yine küçük yaşlardayken tıp öğrenmeyi çok istediği rivayetler arasında bulunmakla birlikte tıp istemesine rağmen vaizlik yaptığı da söylenmektedir. Bunlara ek olarak birçok yerde önemli konularda ders verdiği ve derslerini de Farsça olarak okuttuğu yine rivayetler arasında geçmektedir.
Bahaeddin Veled’in Hayatı
Fatma Hatunla güzel bir evlilik gerçekleştirmiş ve bu evliliğinden de Mevlana anıyla tanıdığımız Muhammed Celaleddin ve Alâeddin Muhammed adında iki oğlu olmuştur. 1203 senesi ile 1210 senesi arasında ise Belh’de yaşadıkları yine rivayetler arasında yerini almaktadır. Bahaeddin Veled’in hayatı konusunda bilgi olmasına rağmen çoğunun da rivayete dayalı olduğu gözlemlenmektedir. 1212 senesi veya 1213 senelerinde ise rivayete göre ailesi ile birlikte hacca gitmek üzere yola çıktığı da yazmaktadır. Genel olarak rivayete ve söylentilere baktığımızda ise Bahaeddin Veled ve ailesinin yaklaşık olarak 4 sene kadar Akşehir’de yaşadığı ve sonrasında ise şimdiki adı Karaman olan şehrimize taşındıkları ön görülmektedir. Burada da yaklaşık olarak yedi sene kadar yaşadıkları söylenmektedir. Karamanda yaşarken de (eski adıyla Larende) oğlu Muhammed Celaleddin’i Gevher Hatun ile evlendirmiştir. Bu evliliklerinde de iki torunu olmuştur. Onların ismi de Sultan Veled ve Alâeddin Çelebi olarak kaynaklarda geçmektedir.
Bahaeddin Veled’in Vefatı ve Eserleri
Önde gelen bilginlerden biri olduğu için kendi döneminde oldukça fazla ün yapmış ve geniş bir kitle tarafından da tanınmıştır. Selçuklu Hükümdarı olarak bilinen Alâeddin Keykubat’ın Veled’i davet etmesi üzerine Veled ve ailesi Konya’ya gitmişlerdir. Bahaeddin Veled’in vefatı konusuna baktığımızda ise son iki senesini Konya’da halka ders vererek, hakkı doğru yolu göstererek geçirdiğini ve bu sırada da değerli eseri olan ve herkes tarafından bilinen Maarif eserini tamamlamaya çalıştığını görüyoruz. Bu eserini düzyazı mantığı ile yazmış olmasıyla birlikte eserinin içinde sevginin tek taraflı olmadığını, Allah’tan başka failin olmadığını anlatmaya çalışmıştır. Konya’da vefat etmesinin ardından yine oraya defnedilmiştir. Hz. Muhammed’i uyuduğu bir vakit rüyasında görmüş ve ona Sultan-ül Ulema yani âlimlerin bilginlerin sultanı unvanı verilmiştir. Bu sebepten dolayı da bu önemli rüyasından sonra onu hemen hemen herkes bu ismiyle anmaya başlamıştır. Bu rüyası ile beraber Allah’ın sevgisine layık olmuş bir bilgin olarak olarak vefat etmiştir.