Bistami yani diğer ismiyle Ebu Yezid Tayfur bin İsa Hazretleri, Bistam şehrinde hicri takvime göre 161’de dünyaya geldi. Bistami’nin babası dindar, Salih bir insandı… Annesi de; haya sahibi, saliha, iffetli, ahlaklı, ibadet ehli bir kadındı… Annesi sürekli dua eder, kalbi daima Allah korkusuyla çarpardı. Allah’ın takdirini kesinlikle sorgulamazdı. Her daim Allah’ın takdirini kazanmaya çalışırdı.
Bistami anne karnındayken bile farklı, olağanüstü haller gerçekleştiriyordu. Annesi mesela ağzına bir şüpheli lokma alsın, hemen tepinmeye başlıyordu. Annesi lokmayı çıkarıncaya kadar bu hareket devam ediyordu.
Bistami’nin Gençliği
Bistami, henüz çocukken bile, ileri de de çok iyi ve büyük Allah dostu olacağını aslında emarelerinde sergiliyordu. Tüm hareketleri ve halleri çok ölçülüydü… Bistami’nin bakışlarında derinlik, sözlerinde hikmet, yüzünde de nur vardı.
O dönemde ki ünlü mutasavvıf Şakık-ı Belhi, hac görevini yerine getirmek için giderken Bistam şehrine de uğruyor. Caminin yanında da oynayan çocukların içinde Bistami’yi fark ediyor. Camide Şakik vaazını verirken, çocuk olmasına rağmen Bistami yine onu canla başla dinliyor. Şakik’te bu noktaya dikkat çekerek, ileride Bistami’nin çok büyük Allah dostu olacağını vurgulamıştır.
Bistami’nin Sünnete Bağlılığı
Allah’a yakun olmanın yolu ancak; Kur’an-ı Kerim’de ki hükümlerin yapılmasına, Hz. Muhammed(S.A.V)’in sünnetlerine riayet edilmesine bağlıdır. Aynı zamanda Allah dostlarının; örnek teşkil eden ahlakına, hallerine ve davranışlarına da titizlikle tabi olunması gerekiyor. Bütün Allah dostları gibi, Bistami Hazretleri sünnete bağlılık hususunda çok hassasiyet gösteriyordu. Sünnet-i Seniyye için Bistami çok fazla gayret şevk gösterirdi. Kesinlikle Bistami, sünnet konularında taviz vermemiştir.
Bistami Hazretlerinin Nefis İle Mücadelesi
Tüm Allah dostları gibi, Bistami hazretleri nefis mücadelesi konusunda çok dikkatli davranıyordu. Bistami, on iki sene nefsinin demircisi olduğunu, onu riyazat körüğüne koyarak ateşle birlikte kızarttığına değinmiştir. Sonra kınama örsüne koyarak da mahviyet ve melamet çekiciyle dövdüğünü belirtti. Beş yıl içerisinde de nefsinin özellikle aynası olduğuna dair bir düşüncesini belirtmiştir. Kısacası Bistami, nefsini murakebeye almıştır. Çeşitli ibadetlerle birlikte taat ile de aynayı cilalamıştır. 1 sene de ibret gözüyle bakarak, ruhunda ki gururun, ibadetlerine güvenmekten, amelini beğenmekten oluştuğunu ve büyük iptalinde mevcut olabileceğini görmüştür. Oluşan bu musibeti de yok edebilmek adına 5 sene daha gayretle çalışıp sonunda imanının kemala erdiğini belirtmiştir. Sonucunda da İslam’ın ruhani tadına tekrar vardığını hissetmiştir.
Bistami’nin Takva Hayatı Ve Allah Korkusu
Bistami’nin takva hayatı, her Müslümanım diyen tarafından mutlaka örnek alınmalıdır. Allah’ı anarken büyük vecd, istiğrak haline bürünürdü. Özellikle namaz ibadetini yerine getirirken, kemiklerin çatırdamalar olurdu. Bistami’nin bu durumu tamamen, Allah’a duyduğu sevgiden kaynaklanıyor. Bistami, ilahi emirlere bağlılığıyla adeta dikkat çekiyordu. Yalnızken dahi, sanki Allah’ın huzurundaymış gibi diz üstü oturarak, saygıyla Allah’ı düşünürdü.
Bistami’nin Zühd Hayatı
Bistami’nin zühd hayatı oldukça dikkat çekicidir. Bistami, kesinlikle malın ve mülkün geçici olduğunu belirtildi. Ona göre gerçek servet, Allah’a bağlılıktan geçiyor. Her gerçek Allah dostları gibi o da, fani dünyada ki geçici oyunlara kesinlikle gönlünü kaptırmamıştır.