Dâvûd bin Muhbir hadis alimlerinden biri olarak bilinmektedir. Bunun yanı sıra ismi Sekafî olarak da bilinmektedir. Dâvûd bin Muhbir’in künyesi Ebû Süleymân el-Basrî’dir. Geçmiş zamanda Bağdad’a gelerek buraya yerleştiği bilinmektedir. Kitâb-ül-Akl adıyla bilinen islami eserin de sahibi olduğu bilinmektedir. Sekafî isminin yanında Bekrâvî ve el-Basrî gibi isimlerle de bilinmektedir. Dâvûd bin Muhbir’in dedesi Kahzem, İsfahan fethi döneminde esir alınmıştır. Esir alınmasının ardından sahabe Ebu Bekir’e es- Sekafi’nin kölesi olduğu bilinmektedir. Dâvûd bin Muhbir hakkında hala tarihle ilgili yeterli bilgi edinilmemiş olmasıyla beraber babasının ve dedesinin de hadisler ve İslam bilimiyle ilgilenmiş, ilim sahibi kimseler olduğu bilinmektedir. Dâvûd bin Muhbir tarihe Dâvûd bin Muhabber olarak da bilinmektedir ve bu isimle de tarihte yer tutmaktadır. Dâvûd bin Muhbir kendi kişiliği ve ilimleri doğrultusunda geliştirdiği rivayetlerin üzerinde hayatı boyunca çok kez tartışmıştır.
Dâvûd bin Muhbir Rivayetleri
Dâvûd bin Muhbir birçok farklı konuda rivayette bulunmuş ve bunu insanlarla paylaşmaktan çekinmeyen bir İslam alimidir. İnsanlarla paylaştığı bu rivayetler neticesinde Akıl konusu üzerine bahsettiği noktaları kendi yakın çevresi bile uydurma olarak görmüş ve kendisine inanmamayı seçmiştir. Fakat diğer konulardaki rivayetlerine hak vermiş ve kabul etmişlerdir. Mutezile görüşü “insan fikirlerinde tamamen hürdür.” felsefesini benimsemektedir. Bu görüş, Cebriyye mezhebine karşı geliştirilmiştir. Çünkü Cebriyye mezhebi “İnsan fiillerinde hür değildir.” felsefesini benimsemektedir. Dâvûd bin Muhbir de hayatının belirli bir döneminde Mutezile görüşünü benimsemiş ve buna göre yaşamıştır. Ve bu sürede rivayetleri ve ilmi ihmal ettiği gözlemlenmiştir. Dâvûd bin Muhbir rivayetleri hakkında birçok farklı İslam alimi farklı görüşler ortaya koymaktadır. Kimileri onun gerçek ve doğru bir İslam alimi olduğunu kabul etmişken kimileri ise rivayetlerinin akla uygun olmadığını ileri sürmektedir. Kendi yaşadığı dönemde başlayan bu iki ayrı nokta isminin geçtiği yerlerde hala devam etmektedir.
Dâvûd bin Muhbir’in Hocaları
İslam alimliğinde hoca- talebe ilişkisi esas olarak bilinmektedir. Sonrasında ise gelecek nesillere rehber olunarak bu ilim aktarılır. Her İslam aliminin deneyimlerinden ve ilimlerinden faydalandığı hocaları ve sonrasında geliştirerek hoca olmalarına vesile olduğu talebeleri bulunmaktadır. Dâvûd bin Muhbir’in hocaları da tüm İslam alimleri gibi kendi bilgilerini ona aktarmış ve ilim konusunda yeterli olgunluğa, birikime erişmesine destek olmuşlardır. Dâvûd bin Muhbir’e ışık olan ve öncülük eden en bilinen örneğin babası olduğu tarihte bilinmektedir. Babasının İslam ilmine karşı duyduğu sevgi ve derin öğrenme arzusu Dâvûd bin Muhbir’i çok etkilemiş ve ona öncülük etmiştir. Babasının yanı sıra Hammâd b. Seleme, Hammâd b. Zeyd, Şu’be b. Haccâc ve Halîl b. Ahmed gibi İslam alimleri de Dâvûd bin Muhbir’in hayatında ve alim olma yolunda büyük destek olmuşlardır. Hammâd b. Seleme, Hammâd b. Zeyd, Şu’be b. Haccâc ve Halîl b. Ahmed gibi alimler Dâvûd bin Muhbir’e sürekli olarak öğrenmeye, gelişim göstermeye ve sorgulamaya olan önemi aktararak onu alimlik yoluna ilerletmişlerdir.