Evliyanın büyüklerinden olan Ebu Abdullah Sincari, doğumu ve ölümü hakkında herhangi bir bilgi olmayan nadir alimlerden bir tanesidir. Doğum tarihi ve ölüm tarihi sadece asır olarak tahmin edilmekten olup kesin bir tarih bilgisi herhangi bir kaynakta yer almamaktadır. Irak’ta bir şehir olan Musul yakınlarında, Sincar adı verilen bir kasabada dünyaya gelmiştir. İsminin yanında bulunan Sincari buradan gelmektedir. Ebu Abdullah Sincari’nin doğum ve ölüm tarihleri, alimin görüştüğü ve sohbet içinde bulunduğu kişiler baz alınarak kaba taslak tahmin edilmektedir. Buna göre Sincari, ikinci asrın ilk yarısında doğmuş olabileceği gibi üçüncü asrın ilk yarısında da vefat etmiş olabilir. Bu tahminler görüştüğü kişilerin vefat tarihleri baz alınarak yapılmış olmakla birlikte kesinlik içermemektedir. Ebu Abdullah Sincari, alim olma yolunda çok büyük çaba sarf etmiş ve bu anlamda büyük alimlerden ders almaktan geri kalmamıştır. Söylenildiği üzere nefsini terbiye etme maksadıyla günlerce çöle kaldığı ve haftalarca dönmeyerek çölde kaldığı belirtilir. Ayrıca uzun süreler boyunca yemek yemeyerek nefsini terbiye etmeye de çalışmıştır.
Ebu Abdullah Sincari Kimlerden İlim Öğrendi?
Ebu Abdullah Sincari yaşamış olduğu dönemde ilk gençlik yıllarından ölene kadar alimlik yolunda ilerlemiş, Evliya olma mertebesine yükseldiği zaman bile öğrenmeyi ve öğretmeyi bir kenara bırakmamıştır. İlk olarak gençlik yıllarında ilim öğrenmek için Şam’a gelmiştir. Burada dönemin önemli alimlerinden İbrahim bin Edhem ile sohbet etme fırsatını yakalamıştır. Ayrıca sohbet etmenin yanı sıra ona hizmet etme şerefine nail olmuştur. İbrahim bin Edhem’in yanı sıra Ebu Yusuf Gasuli ve İbrahim bin Beşşar Horasani ile de sohbet etme fırsatlarını yakalamıştır. Kendisini yetiştiren önemli isimler ışığında öğrendiklerini öğrencilerine aktarmaktan hiç geri durmamıştır. Kendisinin yetiştirdiği en önemli alimler arasında Ebû Hafs Haddâd en-Nişâbûrî hazretleri yer almaktadır. Ebu Abdullah Sincari’nin hocaları ve sohbet ettiği kişilerden aldığı ilim ışığında, hayatının her döneminde tevekkülü asla elden bırakmamış, hayatını daima Allah’a ibadet ederek geçirmiştir. Dünyevi işlerden elini eteğini çekerek kendini Allah yoluna adamıştır. Gece ya da gündüz fark etmeksizin ibadet etmekten asla vazgeçmemiştir. Bütün bunların yanı sıra eli bir hayli açık olan Ebu Abdullah Sincari, dünya malına tamah etmez, elinde avucunda ne varsa fakirlere dağıtmaktan bir an olsun tereddüt etmezdi. İnsanların kalplerine Allah sevgisini aşılamaktan hiç vazgeçmedi.