Ebû Bekr-i Kısâî Dîneverî, Evliyâ’nın büyüklerinden olan bir zâttır. Kuhistan bölgesinin Irak civarında olan Dinever köyü üzerinde dünyaya gelmiştir. Buradan hareketle de Dineverî ismi takılmıştır. Diğer bir rivayete göre ise giymiş olduğu elbise sebebiyle ona Kısâî denmiş olduğu yönündedir. Künyesi ise Ebû Bekir şeklindedir. Ayrıca kaynaklar içerisinde adı belirtilmemektedir. O, Cüneyd-i Bağdadî döneminde yaşamıştır. Bu dönemde hem arkadaşlıkları hem de mektuplaşmaları olmuştur. 298 senesinde ölmüş olan Bağdadî’den daha önceki bir zamanda vefat etmiştir.
Ebû Bekr-i Kısâî Dîneverî, ilim öğrenmiş ve kendini iyice yetiştirmesinin ardından ise tasavvuf alanındaki yolcular içerisine girmiştir. Devrin büyükleri olan bazı âlim zâtlardan dersler almıştır. Bağdadî ile mektup yoluyla sorular sormuş ve cevaplar almıştır. Bağdadî ise onu çok fazla severmiş. Hatta bir keresinde “Ebû Bekr-i Kısâî eğer olmasaydı, ben de Irak üzerinde olmazdım” şeklinde buyurmuştur.
Cüneyd-i Bağdadî’ye Yazdığı Son Mektupları Yok Etmişti!..
Cüneyd-i Bağdadî’ye yazdığı son mektupları yok etmişti!.. Ona yazmış olduğu son mektuplardan birine gelen cevabı, ölümünden önceki bir zamanda yok etti. Bağdadî, onun öldüğü haberini alınca kendisinin yazdığı cevapları keşke yok etseymiş, şeklinde bir ifadede bulunmuştur. Yok ettiği noktasında haberi alınca da çok memnun olmuştur. Bu durum Hirevî’nin görüşüne göre ise Bağdadî aslında bu mektupların halkın ya da sultanın eline geçmesinden korkmamıştır. O sadece doğru yoldan çıkmış olan bazı tarikatçı kimselerin eline geçmesi durumundan korkmuştur. Çünkü bu kimseler, bu mektuplarda geçen meseleleri kavrayamadıkları için halkın da bir felaketine neden olabilirlerdi ve bunları dünyalık menfaatler için kullanabilirlerdi.
Dîneverî’nin Hayatı Hakkında
Dîneverî’nin hayatı hakkında bazı bilgileri daha eklemek gerekiyor. O, 9.yüzyılın tam ikinci yarısı ve 10.yüzyılın baş kısımları arasında bir dönemde yaşamıştır. Bu dönemde Kûhistan üzerinde yaşamış olan büyük velî isimlerden bir tanesidir. Kaynaklar içerisinde ise asıl adı bildirilmemiştir. Ancak o daha çok Ebû Bekr şeklindeki künyesi ile tanınmıştır. Irak civarında olan Dînever köyünde dünyaya gelen bu âlim, giymiş olduğu elbise yüzünden de Kisâî nisbeleri ile ünlenmiştir. Tam olarak vefat tarihi bilinmez. Ama kendi ile aynı asır içerisinde yaşamış Bağdadî’nin 910 yılında ölmeden önce onun dünyadan ahirete göç ettiği bilinen bilgilerdendir.
Dîneverî’nin hayatı hakkında bir diğer bilgi ise onun dönemin âlim isimlerinden hem aklî hem naklî ilimleri öğrenen bir zât olduğunu gösterir. İlim alanında yetişmesinin ardından ise tasavvuf alanına yönelmiştir. Büyük velî kimselerin sohbetlerine katılmış ve tasavvur alanında ilerlemiştir. Bağdadî ile görüşmüş ve sohbetler etmiştir. Ayrıca riyâzetlerde ve mücâhedede bulunmuş; nefsinin arzularına karşı, tamamen istemediği şeyleri yapmıştır. Bu yolla Allah rızasına erişmeye çalışmıştır. Çevresinde toplanan kimselere de İslâm’ın emirleri ile yasaklarını aktarmıştır. Bu yolla onların hem dünya hem ahiret üzerinde mutlu olabilmeleri açısından gayret etmiştir.
Ölüm Tarihi Tartışmalıdır!
Modern ve klâsik kaynaklar içerisinde bulunan bilgilere baktığımızda Dîneverî’nin tam olarak ölüm tarihi tartışmalıdır! Bu noktada 281, 282 ya da 290 yılından önce olan bazı tarihler dile getirilmektedir. Bunlar içerisinden 282 yılı 26 Cemâziyelevvel’de vefat etmiş olduğu yönündeki görüş ağır basar. Ölüm yeri ise büyük ihtimalle yine aynı köy, Dînever’dir. Ölümü üzerine söylenen tüm sözler ve bilgiler, aslında bir tahayyül ve rivayetten öteye geçemez.
Dîneverî’nin Eserleri
Dîneverî’nin eserleri, yirmi sayısına ulaşır. 20 kadar kitap kaleme almıştır. Ancak bunlar içerisinden yalnızca 3 tanesi, günümüze dek ulaşabilmiştir. Bunlardan bir tanesi kısmen ve diğer ikisi tam şekilde günümüze aktarılmıştır. Ardından da ilim adamları aracılığı ile yayımlanmıştır. Onun eserlerinden birkaçı şu şekilde sıralanabilir:
- Kitâbü’n-Nebât: Bu eser, botanik alanının tarihteki en meşhur olan kaynaklarından bir tanesidir. Hizânetü’l-edeb eserinden öprenilene göre bu kitap, tam 6 ciltten oluşur ve büyük bir ansiklopedik türde yazılmış eserdir.
- El-Ahbârü’t-tıvâl: Bu eser, İran halkının ön plana aldığı genel bir tarih kitabıdır. Büyük İskender devri, Hz.Ömer döneminde İran’ın fethedilmesi ve bir de Sıffîn Savaşı üzerine bilgiler vermesi bakımından önemli bir kaynaktır.
- Kitâbü’l-‘Asel ve ‘n-nahl: Bu eser, balı ve bir de bal arısını konu edinir. Eseri yayımlayan isim ise Muhammed Cebbâr el-Muaybid olarak bilinir.
- Kitâbü’l-Envâ: Bu eser, ilk sırada verdiğimiz eserin ardından kaynaklarda ismi en fazla geçen eserdir. Asıl konusu ise astronomidir. Ancak bununla beraber Kâtip Çelebi’nin görüşüne göre Araplar’a ait olan tüm ilimleri anlatır.