Ebû İshâk – Zâde (Şerîf – Zâde), Osmanlı dönemi âlimlerinden olan bir isimdir. Aynı zamanda 96.Osmanlı Devleti şeyhülislâmı olarak bilinir. Adı ise Mehmed Atâullah şeklindedir. Ayrıca 83.şeyhülislâm olan Esâd Efendi-zâde Mehmed Şerîf Efendi’nin çocuğudur. Bu nedenle Ebû İshâk-zâde ya da Şerîf-zâde şeklinde de meşhur olmuştur. 1173 yılında İstanbul şehrinde dünyaya gelmiş bir isimdir. 1226 yılında ise Güzelhisâr üzerinde hayata gözlerini yummuştur. Sonrasında ise Güzelhisâr üzerindeki Câmi-i Atîk yakınında defnedilmiştir.
Ebû İshâk – Zâde (Şerîf – Zâde), küçük yaşlarından beri ilim tahsili için yönelmiş bir kişidir. Bu noktada tahsil öğrenmek amacıyla hem babasından hem Tokatlı olan Mustafa Efendi’den hem de döneminin başka âlim isimlerinden ders almıştır. Bu kişilerden hem aklî hem naklî ilimleri öğrenmiştir. Daha gençken müderris olmuştur ve ilim öğretme görevine başlamıştır. Pek çok medrese içerisinde müderrislik görevinde bulunmuştur. Ancak daha sonrasında kadılık mesleğini seçmiştir.
Ebû İshâk-Zâde’nin Tahsili ve İş Hayatı
Ebû İshâk-Zâde’nin tahsili ve iş hayatı ile ilgili öncelikle pek çok ayrı medrese bünyesinde müderris olduğunu ama daha sonra kadılığa döndüğünü söyleyebiliriz. Henüz 24’ündeyken 1197 yılında Galata kadılığı görevine gelmiştir. Ardından Edirne mevleviyyeti bünyesine nakledilmiştir. 1206 yılında ise Mekke-i mükerreme kadılık görevine tayin edilmiştir. 1208 yılında İstanbul kadılığı görevine getirilmiştir.
Ebû İshâk-Zâde’nin tahsili ve iş hayatı ile ilgili bütün bunlara ek Nakîb-ül-eşrâflık görevi de verilmiştir. Ayrıca 1213 yılında Anadolu ve 1215 yılında ise Rumeli pâyesi ile taltif edilmiştir. Öte yandan 1219 yılında fiili bir şekilde Rumeli kadıaskeri görevine gelmiştir. 1221 yılında Şeyhülislâm Sâlih-zâde’nin görevden alınması sonrasında boşalmış olan şeyhülislâmlık mevkine getirilmiştir. Ama 1221 yılında Kabakçı Mustafa isyanının ardından görevden ayrılmıştır. Fakat ertesi gün yeniden aynı görevi kabul etmiştir. Bu görevi bir yıldan çok sürdürmesinin ardından 1223 yılında görevden yine ayrılmıştır. Toplamda iki şeyhülislâmlık görevi 1 sene 8 ay 7 gün kadardır. Daha sonrasında da Bebek üzerinde olan evinde ikamet etmiştir. Ardından Akçakızanlık Kasabası üzerine ve bir süre sonrasında ise Güzelhisâr Kasabası üzerine gitmiş yerleşmiştir. Burada oturduğu zaman ibadet ile meşgul olduğu bir an vefat etmiştir.
Ebû İshâk-Zâde’nin Kişiliği
Ebû İshâk-Zâde’nin kişiliği ile ilgili öncelikle çok ibadetle meşgul olduğunu söylemek mümkündür. Ayrıca büyük bir âlim ve önemli bir zâttır. Şerîzâde ismiyle de bilinen Atâullah Efendi, ilimle meşgul olan biriydi. Bu anlamda hem âmil hem âlimdi. Aynı zamanda güzel ahlak ve fazilet sahibi olan bir zât olarak tanınırdı. Bazı eserler için haşiyeleri de mevcuttur. Öte yandan şâir ve edîp olan Atâullah Efendi’nin kaleme aldığı şiirlerinin bir araya getirildiği küçük hacimli bir tane divanı da bulunmaktadır.