Ünlü bir evliyadır. Dedesi İmam-ı Rabbânî’dir. Abdullah-ı Dehlevî’den eğitim görmüştür. 1196 yılında miladi olarak 1782 yılında dünyaya gelmiştir. Râmpûr doğumlu olan alim elli üç yaşında vefat etmiştir. 1250 yani miladi olarak 1834 senesinde ölmüştür. Cenazesi Dehlî’ye nakledilmiş ve hocasının yanına defnedilmiştir. Ebû Saîd-i Fârûkî çocukluğundan beri büyük bir alim olacağının işaretlerini vermiştir. 10 yaşında hafız olan alim tertil ile Kur’ân okuyabilmektedir. Kâri Nesîn’den tecvit dersleri almıştır. Ebû Sa’îd’i dinleyenler okuyuşuna hayran kalmışlardır. Kur’ân’ı ezberlemesinin ardından farklı dersler de almıştır. Müftî Şerefüddîn’in kitaplarından ilim öğrenmiştir. Şah Veliyyullah Dehlevî’nin oğlu Mevlânâ Refîuddîn’den hadis dersleri almıştır.
Ebû Saîd-i Fârûkî Eğitimi
Kâdı Beydâvî tefsîrini, Sahîh-i Müslim şerhini öğrenmiştir. Mevlânâ Refîuddîn’den öğrenim görmüştür. Sahîh-i Buhârî’yi de bu hocasından öğrenmiştir. Dayısı olan Sirâc Ahmed’den de ilim tahsil etmiş ve icazet almıştır. Daha sonra tasavvuf öğrenmiş ve bu alanda ilerlemiştir. Babasından feyz alan alim Kadirî yolunun ünlü şeyhi Şah Dergâhî’nin yanına gitmiştir. Ebû Saîd-i Fârûkî eğitimi için geldiği bu yerde uzun süre hizmet vermiştir. Burada on iki yıl boyunca ders almıştır. Uzun süre nefis terbiyesi yapıp ilim tahsil ettikten sonra icazet aldı. Kadirî yolunca icazet ve hilafet sahibi oldu. Geldiği noktayı yeterli görmeyen alim daha sonra Dehlî’ye gitti. Buradaki Pâni-püt şehrine geldi. Senâullah-ı Pâni-pütî’ye ulaştı. Alim ona Şah Gulâm Ali ya’nî Abdullah-ı Dehlevî’ye başvurmasını önerdi.
Hocalığı
1225 yılı miladi olarak 1810 yılında Abdullah-ı Dehlevî’nin sohbetine nail oldu. Burada hoşlukla karşılanan alim talebe yetiştirmesi istenmesi üzerine buraya öğretmeye değil öğrenmeye geldiğini belirtti. Burada aylarca ders aldıktan sonra Müceddidiyye, Çeştiyye ve Kâdiriyye yollarında icâzete erişti. Abdullah-ı Devlevî kendi talebelerini Ebû Saîd Fârûkî’den ders almaları için yönlendirdi. Ebû Saîd-i Fârûkî hocalığı ile öğrencilere yol gösterirken öğrenmekten geri kalmadı. Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî ve Seyyid İsmâil Medenî gibi isimler alimden dersler aldı. Alim on beş yıl boyunca burada kalarak Abdullah-ı Dehlevî’nin sohbetine dahil oldu. Abdullah-ı Dehlevî’nin vefatı üzerine yerine geçerek öğrenci yetiştirdi. İslam dinini yaymaya ve ilim öğretmeye kendini adadı. Öğrencilerinin isteği üzerine Hidâyet-üt-tâlibîn eserini kaleme aldı.
Ebû Saîd-i Fârûkî’nin Kerametleri
Dokuz sene boyunca hocasının yerine öğrenci yetiştiren ve ilim yayan alim 1249 yılında (m. 1833) hacca gitti. Oğlunu kendi yerine bıraktı. Yolda uğradığı şehirlerde halk, talebeler ve alimler tarafından karşılandı. Birçok alim zat kendisini görmeye ve sohbetine dahil olmaya yanına geldi. Dönüş yolunda hastalandı. Yolculuğuna devam ederken hastalığı ağırlaştı ve vefat etti. Cenazesi Dehlî’ye getirildi. 3 oğlu vardı. Ebû Saîd-i Fârûkî’nin kerametleri farklı kişilerce nakledilmiştir. Bir evin yanacağını önceden haber vermesi ve çocuğu olmayan bir zatın duası yardımı ile çocuğunun olması bu kerametlerdendir. Döneminde ve sonrasında büyük bir alim ve din adamı olarak tanınmış ve sayılmıştır. Öğrencileri öğretilerini sonraki nesillere aktarmıştır.