Cüneyd-i Bağdadî’den dersler almış büyük bir alimdir. Nerde doğduğu tam olarak bilinmemektedir. Hamedân’a yakın yerde vefat ettiği kaynaklara geçmiştir. Ebû Bekir Şiblî, Ebü’l-Hasan Ali bin Muhammed Müzeyyen, Ebû Abdullah-ı Hafîfle gibi alimler ile dostluk içerisindedir. Bağdâd, Şîrâz, İsfehan, Mekke, Medine ve Hemedân gibi birçok şehirde ilim ile uğraşmıştır. Hamedan valisinden öğrencileri için bir dergâh yapmasını istemiştir. Ölümüne kadar bu dergâhta kaldı. Örnek bir alimdi. Ebû Tâlib Hazrec bin Ali ilim konusunda oldukça ileri mertebededir. Sahip olduğu ilmi talebelerine aktardı. Allah rızası için ilim yolunda çalıştı. Nefis terbiyesi konusunda uzun yıllar uğraş verdi. Ün ve unvanlardan uzak yaşadı. Övülmekten hoşnut olmazdı. Birçok öğrenci yetiştirdi ve dinin yayılmasına katkı sağladı.
Ebû Tâlib Hazrec bin Ali Hayatı
Ebû Abdullah-ı Hafif Şiraz’a geldiği zaman Ebû Tâlib Hazrec bin Ali’nin yanında yardımcı oldu. Bu zamanlardan birinde Hazrec bin Ali mide rahatsızlığı yaşar. Geceleri birçok kez uyanır ve talebesinden yardım ister. Bu uyanışlardan birinde Ebû Abdullah-ı Hafif alimin çağrısını duymaz ve uyuyakalır. İkinci çağırışında uyanıp alimin yardımına gittiğinde alim ona henüz kendisine hizmet edemezken Allah’a nasıl hizmet edebileceği konusunda kendisini uyarır. Yine Ebû Abdullah-ı Hafif’in anlattığına göre Şiraz’da olan sohbetlere giden alim üstünde çuvaldan bir elbise ile gezermiş. Elinde bir asa olurmuş. Cemaate ben günahlar içerisindeyken size neler diyeceğimi bilemiyorum diyerek ağlamaya başlamış. Bu hal üzerine oradaki herkes ağlamış. Ebû Tâlib Hazrec bin Ali hayatı ile birçok kişiye örnek olmuş. Halk kendisini çok sever ve övermiş. Alim bu sevgi ve alakadan hoşnut olmazmış. Bir gün halkı hoşnut etmeyecek bir hareket yapmış ve herkes ondan yüz çevirmiş.
Dergâhı
İsfehan’a gittiği zaman öğrencisi Ebû Abdullah-ı Hafif, Ali bin Sehl İsfehânî’ye alim hakkında övgüler içeren bir mektup iletmiş. Ancak alim Ali bin Sehl İsfehânî ile görüşmemiş. Alim oradan Hemedan’a gitmiş. Burada vali alim ile görüşerek bir isteği olup olmadığını sormuş. Alim bir dergâha ihtiyacı olduğunu söylemiş. Ebû Tâlib Hazrec bin Ali dergâhı yaptırmış. Dergâhı siyaha boyamış. Kendisi de siyah elbiseler giymeye başlamış. Ömrünün sonuna kadar burada öğrenci yetiştirmiş. Dünya işlerinden elini çekerek ilim ile uğraşır olmuş.