Fadl Bin Abbas Kimdir? Eserleri ve Hayatı

371 (miladi 981) senesinde Mekke’de doğmuş, dedesi İbn Bündar’dan nispet almış bir hadis alimidir ve Fadl Bin Abbas için yüz bin civarı hadisi ezbere bildiği söylenirdi. Henüz çocuk yaşlarında doğduğu yer olan Mekke’de eğitim almaya başlamış, zamanın ünlü hadis alimlerinden bazıları olan Ahmed Bin Firas ve Alin Bin Cafer gibi alimleri dinleyerek büyümüştür. Çok küçük yaşlarda daha fazla feyz almak ve kendini bu konuda ilerletmek üzere seyahate çıkarak çok çeşitli alimlerden ders almış ve zamanın meşhur muraddisleriyle dost olmuştur.

Bu seyahati sırasında Mısırda karşılaştı Ebu Muslim’den hadis rivayet etmiş, Basra’dan Cücan’a kadar çok çeşitli yerleri ziyaret etmiş, İbn Amir’in kıraatini öğrenmiş ve alimlerin ilimlerinden yararlanmıştır. Kendisine Muhammed Bin Abdülvehhab, Hüseyin Bin Abdülmelik ve Ebu Sehl Bin Sadüye gibi alimler hadis rivayet etmiş ve bazı alimler rivayetleriyle kıraat okudular.

Fadl Bin Abbas’ın Yaşamı

Hadis ilimlerinde güvenilir olarak kabul edilmiş (bu yüzden kendisine saki denilmiştir), nahiv ilimlerinde kendini yetiştirmiş takva sahibi ehli sünnet ve alim bir kişi olan Fadl Bin Abbas tek başına yolculuk etmiş ve bu yolculuğu Kur’an okuyarak, hadis rivayet ederek geçirmiştir. Gittiği yerlerde mescitlerde konaklamayı tercih etmiş, insanların onu tanımasından çekinmiştir. Merasimi ve gösterişli karşılanmaları sevmez ve bu tip durumlarda uzaklaşmayı tercih etmiş, insanların kendisine sunduğu ikramları kabul etmemiş veya ihtiyaç sahiplerine dağıtmıştır. Kirman’da kendisini casus olarak suçlamışlar ve onu melikin huzuruna çıkarmışlardır. Melikin ona sorduğu sorulardan etkilenen malik, özür maksadıyla ona ikramda bulunmak istemiş fakat kendisi bunları kabul etmemiştir.

Hayatı boyunca sürekli ilim öğrenmek için gayret göstermiş, birçok alimden eğitim almıştır. Vefat edene kadar ikamet edeceği son adresi Bağdat oldu ve burada birçok hadisi tetkik etti, gerçekliğinden şüphelendiği hadislere rivayet etmeyerek onlara temkinle yaklaştı. Bu konuda çok titizdi ve bu yüzden ona saki denilmiştir. Hayatı boyunca birçok talebesi oldu bunlardan bazıları çok bilinen zatlar arasında yer aldı. 454 yılında (miladi 1062) Nişabur’da vefat etti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir