Hüseynî (Hamza Bin Ahmed), Şafiî mezhebine bağlı bir fıkıh âlimidir. Aynı zamanda bir kırâat ve bir tarih âlimi olarak bilinen bir zâttır. Tam bilinen adı ise şu şekilde geçer: Hamza b. Ahmed b. Ali b. Muhammed b. Ali b. Abbâs Hüseynî. Hüseynî için kullanılan lakap ise Şerîf İzzüddîn şeklindedir.
Hakkındaki bilgilere göre 818 yılının Şevval ayı içerisinde Dımeşk üzerinde dünyaya geldiğini söyleyebiliriz. Yani tam olarak 1425 senesine denk düşer. Ayrıca vefatı ile ilgili bilinen bilgiye göre ise 874 yılının Rebî’ul-âhır ayı içerisinde Kudüs üzerinde vefat ettiğini söyleyebilmekteyiz.
Hüseynî’nin İlmî Tahsili
Hüseynî’nin ilmî tahsili, Dımeşk üzerinde ilim öğrenmesi ile başlar. Burada hem temel din bilgileri hem de yardımcı ilimler üzerine tahsil yapmıştır. Ayrıca yine burada Kur’ân’ı da ezberlemiştir. Bunun ardından ise Esnevî’ye ait olan “Tashîh” ile “Tenbîh” kitabını, ayrıca “Minhâc”, “Elfiyet-ün-nahv”, “Elfiyet-ül-hadîs” ve “Eş-Şâtıbiyye” isimli kitapları önce okumuş ve sonra ezberlemiştir. Ayrıca bu kitapları Hüseynî, Buhârî ve Kâdı Şühbe gibi isimlerin huzuruna çıkıp okumuştur.
Yine Kâdı Şühbe’den ve bir de babası Bedrüddîn’den öğrenmiş olduğu fıkıh ilminden de bahsetmek gerekir. Ayrıca el-Mısrî’den de yine ilim öğrenmiştir. Sonrasında ise Bedrüddîn’in verdiği derslere katılmış ve bu sayede ilmine devam etmiştir. Aynı zamanda Kur’ân’ın okunuş biçimlerini ve usullerini anlatan kırâat ilmini de bu süreçte öğrenmiştir.
7 Ünlü Kırâat Âliminin Kırâatlerine Göre…
Hüseynî, 7 ünlü kırâat âliminin kıraatlerine göre Kur’ân’ı okumuştur. Bu konuyla ilgili kısaca bilgi vermek gerekirse bilinen 7 adet ünlü kırâart âlimi olduğunu söyleyerek söze başlayabiliriz. Bu yedi ayrı âlimin hepsi de farklı okuma usulleri sunmuştur. Bu kırâatler, meşhur ve mütevâtirdir. Bunlar haricindeki kırâatler ise “Şaz kırâat” ismini almaktadır. Bu tip okumalara da i’tibâr edilmez. Söz konusu yedi adet âlimin de rivayet etmiş olduğu kıraatlere ise “Kırâat-i seb’a” ismi verilir. Hüseynî de Kur’ân’ı Mü’min sûresine varıncaya dek kırâat-i seb’aya uygun okumuştur. Bu sûreye kadar Şihâbüddîn b. Kaysûn’dan Kur’ân’ı okumuştur.
Hüseynî, Kur’ân’ın tamâmını ise ayrı ayrı kırâat usullerine uygun olarak İbn-i Salef ile İbn-i Neccâr’dan okumuştur. Bu noktada nahiv ilminin inceliklerini ise Alâüddîn Kâbûnî’nin kendisinden ve memleketi üzerindeyken öğrenmiştir. Mekke üzerinde ise Kâdı Abdülkâdir gibi pek çok âlimden de nahiv ilmini öğrenmiştir. Mantık ile sarf ilmine dair bilgileri ise Hüseynî Yûsuf Rûmî’nin kendisinden öğrenirken usûl-i fıkıh ilmini de yine aynı dönemde Şirvânî isimli âlimden tahsil etmiştir. Ayrıca Şihâb b. Nâzır ve İbn-i Nâsıruddîn gibi onun memleketinin bazı önemli âlim kimselerinden hadisler okumuş ve dinlemiştir.
Hüseynî’nin Vefatı Hakkında
Hüseynî’nin vefatı hakkında bilinen bilgilere göre öncesinde bir hastalık süreci geçirdiğini ve sonra öldüğünü söyleyebiliriz. Bir dönem ilim öğrenmek amacıyla defalarca kez Kâhire üzerine gitmiştir. Burada pek çok âlim isimden ilim tahsil etmiş ve hadisler dinlemiştir. Sonra Kudüs’e gitmiş ve burada hastalanmıştır. Ardından da 874 senesine gelindiğinde tâ’ûn rahatsızlığı sonucunda vefât etmiştir.
Tâ’ûn hastalığı ise veba dediğimiz hastalık anlamına gelmektedir. Bugünün tarihi ile 1469 yılında bu hastalık neticesinde vefat eden Hüseynî, el-Hâim ile Şeyh Balad kabirlerinin arasında olan bir yere defnedilmiştir. Onun cenâzesi ise oldukça kalabalık olmuştur. Ayrıca Dimeşk üzerinde de gıyabında bir cenâze namazı daha kılınmıştır.
Hüseynî Hakkında Anlatılanlar
Hüseynî hakkında anlatılanlar arasında Şemseddîn Sehâvî’nin de onunla ilgili söylediklerine kulak verebiliriz. Ona göre, Hüseynî bazı âlim kimselerden hadisler dinlerken, kendisine arkadaşlık yapıyormuş. Anlattığına göre okumasını o da dinleme fırsatı bulmuş. Ayrıca Hüseynî’nin birkaç kere hacca gittiğini de dile getirir. Haricinde bazı seferleri sırasında Harem-i şerifte bir mücavir şeklinde kaldığını söyler. Aynı zamanda kâdılık vekâletinde bulunmasının ardından Imâdiyye Medresesi bünyesinde dersler okuttuğunu dile getirir. Yine Hüseynî’nin görev aldığı yerler arasında Benî Ümeyye Câmii’ni de söyler.
Hüseynî’nin Kâdı Iclûn’un bir kızı ile evlenmiş olduğunu, aynı zamanda hem fazilet sahibi hem de pek çok ilim üzerine büyük bir âlim olduğunu ifade etmiştir. Kişiliği hakkında ise yumuşak huylu, oldukça mütevâzî, herkesle çok iyi şekilde geçinebilen ve çok da akıllı olan bir zât olduğunu yine arkadaşı Şemseddîn Sehâvî’nin ifadelerinden anlamaktayız.
Hüseynî’nin Kaleme Aldığı Bazı Eserler
Hüseynî’nin kaleme aldığı bazı eserler ile ilgili bilgiler yer almaktadır. Bugün bilinen bazı eserleri arasında ise şunları saymak mümkündür: Bakâyâ-el-Habâyâ, El-İzâh alâ tahrîr-it-tenbîh lin-Nevevî, Zeylü alâ müştebeh-in-nisbe, Tabakât-ün-nühât vel-lügaviyyîn, Habââ-ez-Zevâyâ liz-Zerkeşî, Fedâilü Beyt-il-makdîs, El-Müntehâ fî vefeyâti İbn-i Nühâ, Ez-Zeylü alâ Tabakât-ı İbn-i Kâdı Şühbe, El-Evâil.