Husrî 415 veya 420’de Kayrevan’da dünyaya gelmiştir. Husri Ali Abdülgani soyu HZ. Peygamber’in atalarından olan Fihr b. Mâlik b. Nadr b. Kinâne’ye kadar dayandığıve doğduğu şehre Kayrevan civarındaki Husr köyünden olduğu için Husrî nisbeleri ile tanınan bir kişidir. Husri ilerleyen yaşlarında gözlerini kaybettiği için Mekfûf Darîr ve Kefîf lakapları takılmıştır. Çevresinde bu lakaplar ile tanınan Husri Ebû Ali İbn Hamdûn el-Celûlî, Ebû Atîk İbn Ahmed el-Mısrî’den kıraat dersleri alan bir kişidir. Bu sayede Kuran-ı Kerim’i birçok hatmetmiştir. Bazı eğitim yerlerinde ve Sebte’de bazı kıraat dersleri vermiştir. Kuzey batı Afrika’da kıraat üstadı olarak bilinmektedir.
Husri Ali Abdülgani’nin Yaşamı
Husri Ali Abdülgani’nin zekâsı ve güçlü şiir yeteneği ile yaşadığı dönemin oldukça ünlü şair ve âlimleri içine girmeyi başarmıştır. Daha sonralardan saray sairi olmuştur. Bedevi kabilelerinden Benî Hilâl önderliğinde istila edilen Kayrevandan ayrılarak Sebte’de yaşamaya devam etmiştir. Husri şiir yazmaya devam etmiştir ve yazdığı şiirler çok sevildiği için artık ödül karşılığında yazdırlmaya başlanmıştır. Abbadi hükümdarı hakkında daha iyi şiir yazmasını sağlamak amacı ile ödül verme yarışına girilmiştir. Husri Ali Abdülgani yaşamı boyunca şiir yazmaya devam etmiştir.
Husri, oğlu Abdülganî’nin ölümünün ardından kendini toparlayamadığı için şiirlerini düzenlemeye ara vermiştir ve bu nedenle birçok şiiri ortadan kaybolmuştur. Aynı zamanda en bilinen ve tanınmış şiiri/manzumesi “Kasîde-i Dâliyye”sidir.
Husrî,bir çok şiir yazmıştır ve yazmış olduğu on adet farklı beyitten oluşan, her kasidede her bir harfin kafiye olarak kullanıldığı yirmi dokuz farklı şiiri bulunmaktadır. Muaşşerât adını vermiş olduğu şiirinde platonik bir tutkuyla “cefası çok, vefası yok” bir sevgiliye ağlamış ve ümitsizlik dile getirilmiştir. Husri Ali Abdülgani şiirlerini genellikle aşk temalı yazmıştır ve Araplar tarafından çok fazla beğenilmiştir.
Husrı Ali Abdülgani’nin Yazmış Olduğu Şiirler
Husrı Ali b. Abdülgani yaşamı boyunca eserler yazmaya çalışmıştır. Ve eğitmenlik yaptığı zamanlarda kendine ait bazı eserler de yapmıştır. İşte en bilindik eserler:
- Terâcim-ül-müellifîn-it-Tunûsiyyîn
– Kitâb-üs-sile
- Kırâat-i bi-Afrikiyye
– Şezerât-üz-zeheb
– Vefeyât-ül-a’yân
– Bugyet-ül-vuât