İbn-i Âbidîn Kimdir? Eserleri ve Hayatı

İbn-i Âbidîn, 1784 senesinde Şam üzerinde dünyaya gelmiş bir isimdir. Ayrıca ölümü ile ilgili edinilen bilgiye göre İbn-i Âbidîn, 1836 yılının 5 Ağustos tarihinde doğduğu yer olan Şam’da vefat etmiştir. Osmanlı dönemi zamanında yaşamış olan Hanefî bir fıkıh bilginiydi. En çok da “Redd’ül-Muhtar” isimli eseri ile birlikte tanınmıştır.

İlk hocası olan el-Hamevî’nin derslerinde sarf, kırâat, nahiv ve Şafiî fıkhı okumuştur. Ayrıca kırâate dayalı bazı önemli metinleri ve fıkıh ilmine dayalı ez-Zübed’i de ezberlemiştir. İbn-i Âbidîn daha sonrasında tefsir ve hadîs dersleri görmüştür. Ardından da Hanefî Mezhebi’ne mensup olmuştur. Nakşibendilik ve Kadirilik tarikatlarına ise intisap etmiştir. Şeyhülislam olan Arif Hikmet Bey ile tefsir âlimi olan Alusi, ondan icâzet almıştır. 1820 senesinde hac vazifesini yapmıştır. Fetvâ eminliği görevinde yer almıştır. 1836 yılının 5 Ağustos günü ise Şam üzerinde vefat etmiştir. Kabri ise Bâbüssagir Kabristanı içerisine yapılmıştır.

Kimliği Hakkında

Kimliği hakkında 1198 senesinde Şam üzerinde dünyaya gelmiş olan bir zât olduğunu dile getirerek söze başlayabiliriz. Hz.Hüseyin’in soyundan gelip babaannesi ise Muhibbî’nin bir kızıdır. Takvâsı ve zühdünden ötürü Âbidîn lakabı ile ün yapmıştır. Beşinci dedesi ise Muhammed Selâhaddin’dir. Buna nisbeten ona “İbn Âbidîn” denmiştir.

İbn-i Âbidîn’in Tahsil Hayatı ve Eserler Yazdığı Dönem

İbn-i Âbidîn’in tahsil hayatı ve eserler yazdığı dönem ile alakalı ilk olarak almış olduğu ilmî derslerden bahsetmek gerekir. İbn-i Âbidîn, Şam üzerinde Hamevî’den bir dönem kırâat dersleri almıştır. Ayrıca kırâatle ilgili bazı esas metinleri de ezberlemiştir. Bununla beraber bu hocasından nahiv, Şafiî fıkhı ve sarf okumuştur. Aynı süreçte Şafiî fıkhına ilişkin olan ez-Zeübed’i ve başka bazı kitapları ezberlemiştir. Sonraki süreçte el-Akkâd’dan ise aklî ilimleri öğrenmiş, tefsir ile hadîs dersleri almıştır. İbn-i Âbidîn, sonra Hanefî tarafına geçmiş ve bu hocasından da el-Hidâye ve el-Bahrü’r-râ’ik gibi pek çok eser okumuştur. Haskefî’ye ait olan ed-Dürrü’l-muhtârı okuduğu sırada hocasının ölmesi üzerine bu eserin geriye kalan bölümünü, hocasının öğrencisi olan Halebî’nin yanında bitirmiştir. Ayrıca Akkâd, beraberinde İbn-i Âbidîn’i de kendi ilim hocalarının vermiş olduğu bu derslere götürmüştür. Bu sırada Kalaî, Hindî, Küzberî ve Ahmed el-Attâr gibi bazı hocalardan icâzet almıştır.

İbn-i Âbidîn’in tahsil hayatı ve eserler yazdığı dönem ile alakalı henüz 17 yaşında olduğu zaman el-Kâfî fi’l-‘arûz ve’l-kavâfî adı altında yazılmış eseri de şerhettiğini söyleyelim. Ayrıca o, daha hocası Akkâd sağlıklı dönemindeyken Nesemâtü’l-eshâr ve Fethu rabbi’l-erbâb gibi eserlerini kaleme almıştır. Buna ek olarak hocası Akkâd’ın isnadlarına ilişkin olan bir fehrese de yazmıştır.

İbn-i Âbidîn’in Ders Aldığı Bazı Hocalar

İbn-i Âbidîn’in ders aldığı bazı hocalar ile ilgili bilgilerden bahsedelim… Buraya kadar olan kısımda okduğunuz gibi Akkâd gibi önemli isimler onun hocaları arasında yer alıyordu. Ayrıca hocası Akkad’ın aracılı ile Kâdiriyye tarikatı içine intisap etmişti. Yine bir başka hocası olan Şeyh Hâlid Bağdâdî aracılıyla ise Naşibendiye tarikatı içine intisap etmişti. Onun dışında ders görmüş olduğu önemli hocalar arasında şu isimler yer alıyordu: Mısrî, Hibetullah el-Ba’lî, Nablusî, Sâlih el-Füllânî, İbrâhim b. İsmâil en-Nablusî.

İbn-i Âbidîn’in Yetiştirdiği Talebeler

İbn-i Âbidîn’in yetiştirdiği talebeler içerisinde oğlu da yer alıyordu. Oğlunun adı ise İbn Âbidînzâde Alâeddin Muhammed olarak bilinmekteydi. Ayrıca diğer yetiştirdiği talebeler arasında şu âlim isimler de sayılabilir: Tâlib el-Meydânî, Hasan el-Baytâr, Abdülkadir el-Halâsî, Ahmed İslâmbolî, Abdülhalim Molla, Halvânî, Ali el-Murâdî, Muhammed Câbîzâde… Ondan icâzet almış olan isimler arasında ise müfessir olan el-Âlûsî ile Şeyhülislâm olan Ârif Hikmet bey gibi isimler yer alır.

İbn-i Âbidîn’in Eserleri

İbn-i Âbidîn’in eserleri, farklı dönemler içerisinde kaleme alınmış eserlerdir. Hayatını ilme vermiş olan İbn-i Âbidîn’in genç yaşlarda kalem tutmaya başlamış olan ellerinden çok fazla sayıda eser çıkmıştır. Ancak biz burada birkaç önemli eserinden bahsedeceğiz. Buna göre İbn-i Âbidîn’in kaleme aldığı bazı önemli eserleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Reddü’l-muhtâr: Timurtaşî’nin Hanefî mezhebi fıkıh ilmine ilişkin Tenvîrü’l-ebşâr isimli kitabına Haskefî’nin yazmış olduğu bir şerhin haşiyesi şeklindedir. İbn Âbidîn, veciz bir üslup çizgisinde kaleme alınmış ed-Dürrü’l-muhtâr isimli kitap içindeki ibarelerden söz ederken zayıf, mutemet, sahih ve eleştirilen birtakım fikirlere de işaret etmiş, vurgu yapmıştır. Ayrıca hükümlerin ispatlarını ele almış ve daha öncesinde açıklanamayan bazı konuları çözmeye gayret etmiştir. Bu sırada başvurmuş olduğu eserler içerisindeki yanlışları da düzeltmiştir. Bu eserin telifi noktasında hemen hemen tüm Hanefî kaynaklarından yararlanmıştır. Ayrıca başka mezheplerin de esas kaynaklarına başvurmuştur. Türlü baskıları yapılmış bu eser, bizim dilimize de tercüme edilmiştir.
  • El-‘Ukûdü’d-dürriyye fî tenkîhil-Fetâva’l-Hâmidiyye: Alîm zât, İmâdî ed-Dımaşkî tarafından yazılmış bir kitabı yeni baştan düzenlemiş ve böylece bu kitabı oluşturmuştur. İbn Âbidîn bu eserle ilgili; Hâmid Efendi’nin tam da Şam müftülüğü esnasında vermiş olduğu fetvaları içeren bu kitabın en güvenilir eserlerden biri olduğunu söyler. Ayrıca tertibi güzel olmadığı için, çok tekrarlar olduğu ve çok duyulmuş meseleler içerdiği için eseri kısalttığını, tekrar düzenlediğini dile getirir.
  • Nesemâtü’l-eshâr: Bu eser Nesefî’ye ait fıkıh usulüne ilişkin olan Menârü’l-envâr isimli kitabına Haskefî’nin kaleme aldığı şerhin bir haşiyesi şeklindedir. Haskefî’nin kaleme aldığı şerhin adı ise İfâdatü’l-envâr şeklindedir.
  • Minhatü’l-hâlik ‘ale’l-Bahri’r-râ’ik: Bu eser ise yine aynı şekilde Nesefî’nin fıkıh ilmi alanına dair oluşturduğu Kenzü’d-dekâ’ik adlı kitabına el-Bahrü’r-râ’ik ismi altında yazmış olduğu şerhin bir haşiyesi biçimindedir.
  • Ukûdü’l-le’âlî fi’l-esânîdi’l-‘avâlî: Bu kitap ise ünlü âlim İbn-i Âbidîn’in eserleri içerisinde sıralayabileceğimiz son eserdir. Hocası olan Muhammed Şâkir’in hem isnadlarına hem de icâzet almış olduğu hocalarının biyografilerine ilişkindir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir