1378 senesinde Kâhire’de Ergûn Zâviyesi’nde dünyaya gelen İbni Eşkar meşhûr hadîs âlimlerinden ve evliyânın büyüklerinin arasında yer almaktadır. Asıl ismi Muhammed bin Osman bin Süleymân bin Resûl bin Emîr Yûsuf bin Halîl bin Nûh el-Kerâdî olarak bilinmektedir. Adında geçen Kerad ise Türkmen kabilelerine ait bir isimdir. Genellikle İbn-i Eşkâr adı ile tanınmaktadır.
İbni Eşkar babasının yanında büyümüştür ve iki yıl kadar Cemâleddîn İshak Eşkâr’ın derslerine katılmıştır. Bu sayede ilim sahibi olurdu. Eşkar birçok eseri ezberlemiştir ve bu eserlerden biride Kur’an-ı kerimdir. İbni Eşkar recep ayı olarak bilinen 1459 yılında Kahire’de hayatını kaybetmiştir.
İbn-i Eşkar’ın Eğitimi ve Yaşamı
Yaşamı boyunca hadîs-i şerîf dinleyen bir kişi olmuştur. Yeşbek Zâhirî’nin yanında uzun bir süre ilim öğrenmiştir. Eşkar, İbn-i Cezeri’den ve diğer âlimlerden birçok kez diploma almıştır. İbn-i Eşkar, eğitimini tamamladıktan sonra Müstaîn Billâh’ın kız kardeşi ile evlenmiştir. Bu neden ile çok fazla sevildi, ikram gördü be makamı yükseldi. Nasır zamanı denilen bir dönemde Amr Câmii’ne bakmakla görevlendirildi. Hacca gidene kadar bu görevin başında durdu. Melik Müeyyed döneminde başka bir vazife ile görevlendirildi ve bu dönemde hacca gitmiştir. İlerleyen dönemlerde sultan ile yakınlığı nedeni ile Mısır’da sır kâtipliği görevine gönderildi. Buradan ayrılınca da Seryâkûs’taki hânekâhın idâreciliği vazifesini yapmak üzere görevlendirilmiştir.
Emîr Zâhir Çakmak’ın tahta geçti zamanlarda askeriyyenin işlerine bakmak için görevlendirilmiştir.İbn-i Eşkar bu görevi yaparken hacca gitti. Sonra birkaç kez daha hânekâh, hastahâne ve askeri alanla ilgilenmek üzere görevlendirildi. İlerleyen zaman yüzünden yaşlanan İbn-i Eşkar burada hayatını kaybetmiştir.
İbn-i Eşkar Nasıl Biridir?
İbn-i Eşkar yaşamı boyunca dinine çok bağlı olan bir devlet büyüğü olarak bilinmektedir. Ağırbaşlı, akıllı, haşmet sahibi bir kimseydi. Çevresindeki herkes ile oldukça iyi geçinebilirdi. Mali konuda oldukça varlıklı biriydi fakat bir o kadar da tutumlu biri idi. Aynı zamanda çok fazla kitap okuyan biriydi ve fıkıh, usûl-i fıkıh, Arabca, akâid ve başka ilimlere dâir kitaplar okumayı çok severdi.