İslam âlimlerinden biri olarak karşımıza çıkan İbn-i Furat, fıkıh ve hadis âlimlerinden biri olarak bilinmektedir. M.1335 (735) senesinde çok köklü bir ailenin evladı olarak dünyaya gözlerini açmıştır. Ailesi çok köklü olduğundan dolayı aralarında kâtiplik ve vezirlik yapanlarda olmuştur. Küçük yaşlardan itibaren ilme olan merakı ile o dönemin büyük ulemasından hadis ve fıkıh ilimlerini öğrenmeye başlamıştır. Yine o dönemin önde gelen âlimlerinden Ebu Bekir es-Sannac dan ve yine o dönemin âlimlerinden olan Ebü’l Ferec İbn Abdülhadi den hadis ilmini dinleyip öğrenmiştir. Daha birçok âlimden ilim öğrenen İbn-i Furat sonrasında ise öğrenimi tamamlamıştır. Daha sonrasında ise hadis ilminden sonra tarih ilmini öğrenmeye başlamıştır.
İbn-i Furat ve Hayatı
Maalesef ki hayatı ve yaşantısı hakkında detaylı bilgiler bulunmamaktadır. Edindiğimiz birtakım bilgilere göre İbn-i Furat’ın hayatı ilim üzerine geçmiştir. Kaynaklarda onun hadis ilmi ve tarih ilmi ile çok ilgili olduğu belirtilmektedir. Bir rivayete göre dünya tarihi olarak tasarlanmış olan Tarihu’d düvel ve’l-müluk eseri çok meşhur bir eser olmuştur. Müsveddelerinin yüz cüzü aştığı yine kaynaklara göre söylenmektedir. Ne var ki İbn-i Furat bu müsveddelerin sadece yirmi tanesini temize çekebilmiş ve yazmıştır. Günümüze kadar ulaşmış olan bazı kısımların eksik olduğu söylenmektedir. Haçlı seferleri ve Memlük tarihi hakkında yazıldığı söylenen kitap bu konular ve tarih hakkında önemli bilgiler vermektedir.
İbn-i Furat ve Vefatı
Âlimin eserinde sadece haçlı seferleri gibi konulara yer verilmemiş bunun yanında daha birçok bilinmeyen tarihi olaylara da yer verilmiştir. Bu bakımdan da tarihte çok değerli ve çok önemli bir kaynak olarak geçmektedir. Yazdığı eserinde ise tarihi olayları anlatırken kronolojik sıraya göre yazmayı tercih etmiş ve yaşanan olaylarında ayrıca tarihi geçmişini anlatmıştır. İbn-i Furat’ın vefatı konusunda da detaylı bir bilgi olmamakla birlikte kaynaklara bakıldığında 1405 senesinin Nisan ayında Kahire’de vefat ettiği söylenmektedir. Kendisinin vefatından sonra oğlu son kitabının müsveddesini temize çekmeyi göze alamamış ve kaynaklara göre de bu yüzden sattığı söylenmektedir.