İslam âlimlerinden biri olarak karşımıza çıkan İbn-i Hişam, âlim olmasının yanı sıra aynı zamanda emevi halifesi olarak da bilinmektedir. Doğrum tarihi net olmamakla birlikte 691 veya 692 olarak geçmektedir. 691-692 (72) senesinde Dımaşk’da dünyaya gözlerini açmıştır. Babası doğduğunda adını Manşur olarak koymuş olsa da annesi olan Hişam dediği için adı o şekilde kalmıştır. Bununla birlikte bir diğer adı ise Abdülmelik bin Hişam’dır. 102 senesinde o dönemin tahta veliaht olarak atanmış ve hüküm sürdüğü dönemde iç karışıklıklar ve fetihler yaşanmıştır. Şiilerin ayaklanması gibi olaylarda onun döneminde yoğun bir şekilde yaşanmıştır. Ardından halife olmuş ve Irak genel valiliğine getirilmiştir.
İbn-i Hişam ve Hayatı
Abdülmelik bin Hişam, Irak genel valiliğindeki görevinden ayrılarak yerine bir başkasını getirmiştir. İbn-i Hişam’ın hayatı yoğun iç karışıkların, fetihlerin, propagandaların olduğu dönemlerde de geçmiştir. Hilafete geldikten sonra ise hakkında birtakım asılsız söylentiler çıkmış ve bu sebeplerden dolayı da görevinden alınmıştır. Hakkında çıktığı söylentiler ise devlet mallarını kendine almak gibi iddialar olmuştur. Kendisi halife olduktan sonra Mağrib ve Ifkiriye valilik görevlerini ikinci Yezid’in göreve getirdiği Bişr yürütmüştür. Hişam da onu görevinden almamıştır. Sonrasında ise o dönem çıkan iç karışıklıkları önlemeye çalışmış ve bir yandan da bazı yerlere seferler düzenlemiştir. Kişiliği bakımından çevresi tarafından oldukça fazla sevilmiştir. Giyim tarzında ise hiçbir zaman aşırılığa kaçmamıştır. Öyle ki halife olduğu dönemler boyunca yeşil pelerini harici başka farklı bir kıyafet giymeyi tercih etmemiştir.
İbn-i Hişam ve Vefatı
Halifeliği zamanında birtakım veba salgınları ortaya çıkmış ve o da bu salgınlardan korunmak için adeta bir bedevi gibi çölde hayatını sürdürmüştür. Devletten askeri maaş almayan tek halife olarak da tarihe geçmiştir. İbn-i Hişam’ın vefatı ise difteri hastalığından dolayı olmuştur. Kaynaklara göre 743 senesinin Şubat ayında hayata gözlerini yummuştur. Kendisinden sonra ise halife olarak yerine kardeşi getirilmiştir. Edebiyata ve sanata oldukça ilgili olmuş ve yaşadığı dönemlerde edebiyatın ve sanatın önemini özellikle vurgulamıştır. Bu sebepten dolayı da ülkesinde bu alanlarda çalışanları özel olarak korumuştur. Çevresi tarafından her zaman dürüst kişiliği ile tanınmıştır.